14 Nisan 2015 Salı

Tüp mide ameliyatı bir mucize değil! - ARMAĞAN ÇAĞLAYAN - Radikal

 Radikal.com.tr >












Tüp mide ameliyatı bir mucize değil!

Obezite
cerrahisi dalında çalışan Doç. Dr. Halil Coşkun, "Obeziteyi yok etmek
istiyorsanız fast food'u yasaklayın, AVM'leri kapatın" diyor.
Tüp mide ameliyatı bir mucize değil!
Doç.
Dr. Halil Coşkun, obezite ameliyatları yapan bir genel cerrah. Tüp mide
ameliyatı olarak bilinen “obezite cerrahisi”nin bir mucize olmadığını
söyleyen Coşkun, işin ameliyat olmakla bitmediğini belirtiyor. Coşkun
“Ameliyatla hastalarımıza 0 kilometre araç veriyoruz, doğru yolu
gösteriyoruz. Ama o doğru yoldan gitmek kişinin elinde” diyor.


Tüp mide ameliyatı nedir?


Midemizin yaklaşık kapasitesi 1 buçuk-2 litre. Bu ameliyatla yemek
borusu, mide, 12 parmak bağırsağı ve ince bağırsağa müdahale ediliyor.
Midenin aşağı bölgesinden başlayıp, yemek borusunun kenarına gelecek
şekilde, midenin içine kalibrasyon tüpü koyuyoruz ki herkeste eşit hacim
olsun. Sonra da kesip dikerek dış parçayı çıkartıyoruz. Midenin
görüntüsü tüpe benzediği için, ismi “tüp mide ameliyatı” olarak
biliniyor. Yoksa ortada bir tüp yok.


Yani 1500-2000 ml büyüklüğündeki bir alan 150-200’e iniyor.


Evet, ciddi anlamda azalıyor. Bununla birlikte yemek yiyiş ve vücuda
giren kalori de azalıyor. Ameliyatın önemli bir etkisi daha var. Mideden
çıkarılan parça, açlık hissini veren hormonun salgılanmasını sağlıyor.
Midenin yüzde 80-85’i devre dışı kalınca, hormon seviyesinde ciddi bir
azalma meydana geliyor ve ameliyattan sonra hastamız kendini tok
hissediyor. Eskiden çok acıkma, “sürekli yemek yeme hissi” varken, şimdi
“az acıkma hissi” var. Bu yüzden hacimsel küçültmenin haricinde,
hormonlar üzerinde de değişiklik oluyor. Bu da diyabet gibi yandaş
hastalıkların azalmasını sağlıyor.


Mide küçültme operasyonları nasıl hayatımıza girdi?


Genel adıyla “Obezite cerrahisi”nden 5 yıl önce de kelepçe vardı ve
aslında hepsi bir bütün. Mide küçültme, kelepçe ve adını son zamanlarda
pek anmasak da fazlaca yapılmış olan “gastrik by pass”, yani mideyi
küçültüp bir de ince bağırsağı yukarı çekmekle oluşan bir sistem. 5-6
farklı ameliyat var. Ama şu an en fazla bilineni mide küçültme. Sadece
bizim ülkemizde değil, dünyada en fazla yapılan ameliyat bu. Yapılan
ameliyatların yüzde 60’ı tüp mide ameliyatı.


Bu ameliyatlar niye bu kadar görünür oldu?


Eskiden de çok yapılırdı. Ben 10 yıl önce Amerika’da çalışırken pek
çok kişiye ameliyat yapılıyordu. Amerika ile Türkiye arasında çok fark
yok. Herkes Amerikan tarzı yaşıyor. Fast food zincirleri, AVM’ler,
hareketsizlik... Geçen sene Dünyada yaklaşık 400 bin ameliyat yapıldı.
Türkiye’de bu sayı 5-6 binde.


Hangi tipteki hastalar ameliyat edilebilir?


Eğer hasta “morbit obezse” ve en az 3 yıldır obezitesi varsa,
hastanın kronik bağımlılığı yoksa, anestezi açısından da bir sorun
yoksa, ameliyat edilebilir. Aynı zamanda vücut kitle indeksi 35’in
üzerinde olan hastalara da bu ameliyatları öneriyoruz. Vücut kitle
endeksi 40’ın üzerindeyse direkt ameliyat... Ama obezitenin 1. aşaması
olan 30-35 aralığında vücut kitle endeksine sahip kişilerde diyabetin
durumuna bakmak gerekiyor. Kaç yıldır diyabeti var, şekeri son üç aydır
ne düzeyde gibi sorular soruyoruz. Bununla ilgili çalışmalar devam
ediyor, ama ben kendi hastalarımda da 35’in altındakilerde ameliyat
önermiyorum.


YANDAŞ HASTALIKLARI ENGELLİYOR


Türkiye’de obezite tehlikeli bir noktada mı?


Çok! Birçok Avrupa ülkesinden daha obez bir ülkeyiz. Toplumumuzun
3’te 2’si fazla kilolu, 3’te 1’i normal. Fazla kilolular normal,
normaller zayıf, obezitenin başındakiler “fazla kilolu ama bir şey
olmaz” şeklinde algılanıyor. Ama tıp diyor ki, fazla kiloluysan yandaş
hastalığın artıyor. Obez isen ciddi problemler seni bekliyor.


Zayıflama sektörü bize “obezite cerrahisini” dayatıyor diyebilir miyiz?


Diyelim ki yılda 10 bin ameliyat yapıyoruz. Türkiye’nin 3’te 1’i
obez, 3’te 1’i de fazla kilolu… Ülke 70 milyon dersek, sektörde 40
milyon gibi bir alan var. Dünya ortalamasına bakıldığında, ameliyat
edilebilecek kişilerin yaklaşık yüzde 1-yüzde 2’sini ameliyat
edebiliyoruz. Türkiye’de ise bu oran çok düşük… O kadar kötü durumda
olan hastalar var ki... Bu hastalar bize daha güzel olmak için
gelmiyorlar. Uyku apnesinden, hiper tansiyondan, diyabete kadar pek çok
sağlık problemleri olduğu için geliyorlar. Bir de işi magazinleştiren ve
suistimal eden bir grup var ama, bu zaten hayatın her alanında var.




5 YIL SONRA ÖLÜM VAKASI KALMAYACAK


Bu ameliyatlarda ölüm riski var mı?


Her ameliyatta olduğu gibi, bunlarda da var. Türkiye’deki ölüm
oranları dünyadakilere oranla bir parça daha yüksek gözükebilir. Bazı
hekimlerin başarı oranları yüksek olabilir ama, yeni başlayan hekimler
var. Adını duymadığınız x hastanesinde de bu ameliyat yapılıyor ve
doktorun bir pratik kazanması lazım. Yani bu bir süreç. Eminim ki bundan
5 yıl sonra ölüm vakalarını duymazsınız.


FİYATLAR 10 BİN-50 BİN LİRA ARASINDA DEĞİŞİYOR


Ameliyatlar pahalı mı?


Evet. Eskiden obezite ameliyatları devlet hastanelerinde ücretsiz
yapılabiliyordu. Ameliyat yaptıranların sayısı artınca, Sağlık Bakanlığı
ve SGK Ocak ayında bu ameliyatları “zorunlu sağlık hizmetinden” çıkardı
ve hastanelerin ameliyatlardan 3 kata kadar ücret alabilmesi kuralını
getirdi. Şimdi ameliyat fiyatları 10 bin liradan 50 bin liraya kadar
değişiyor. Bu biraz hangi hastanede ve hangi doktorda ameliyat
olduğunuza da bağlı.


Türkiye’de sağlık problemleri olmayan insanlar da ameliyat ediliyor mu?


Olabilir, ama bu sayı çok düşüktür. Bu ameliyatla ilgili haberleri ya
insanlar çok kilo verirse, ya da ölürse okuyoruz. Mesela safra
kesesinden, bademcik ameliyatından ölenleri hiç görmüyoruz. Bu daha çok
görsel bir sektör olduğu için bunların haberleri yapılıyor.

MİDE ESKİ HALİNE DÖNEMEZ


Küçültülmüş midenin eski haline gelme şansı var mı?


Tüp mide ameliyatı için mümkün değil. Ameliyattan bir süre sonra mide
biraz büyüyebilir ama hiçbir zaman eski büyüklüğüne gelmez.


Kilo alınabilir mi peki?


Evet, belli olanlarda kilo alımı oluyor. Hastaları, özellikle
ameliyatın 2. yılında dikkat etmeleri ve kilo almamaları için
uyarıyoruz. O yüzden beslenme uzmanının temel görevi ona yeni beslenme
düzenini öğretmektir. Hastaların ameliyattan önce eğitim alması
gerekiyor. Biz de ameliyattan sonraki ilk 1 ayda hastalarımızı sık sık
kontrol ediyoruz ve gerekirse psikiyatristimize gösteriyoruz.


“PSİKİYATRİK SORUNLARA YOL AÇABİLİR”


Ameliyat olduktan sonra rahata eriyor mu insan?


‘By pass’ ameliyatı olunca her şey bitmiyor. Alkol tüketmeyeceksin,
sigara içmeyeceksin, yağlı yemeyeceksin. Hayatta her şeye sahip
olamıyoruz. Hem çok zayıf olacağız, hem çok yemek yiyeceğiz, hem mutlu
olacağız, hem de istediğimizi giyeceğiz... Böyle bir dünya yok.


Obez konumuna gelmiş hasta artık tedavi görmek zorundadır. Kilo
almaya başlayan bir insanı eski haline getirmek de bir koruma
yöntemidir. Sağlık Bakanlığı’nın aslında bugün yapmaya çalıştığı
korumadır. Bakanlık yürünmesi için tavsiyede bulunuyor. Obezseniz
yürüyerek kilo veremezsiniz, ama yeni doğan nesli kilo almamak için
koruyabilirsiniz. Morbit obez olan insanın tabii ki diyet yapması lazım.
Ama doktora gözüküp, altta yatan hastalıklara bakıp, doktorunun
kontrolünde bir program ile diyet yapılmalı.


Ameliyat olduktan sonra o yemek yeme isteğini giderememesi, ileride hastada psikiyatrik sorunlara yol açabilir mi?


Ameliyat olan kişide yemek yeme bağımlılığı varsa, ameliyattan sonra
bunun yerine başka bağımlılıklar gelebilir. Bunun oranı yüzde 30-40. Ben
ameliyatla kilo kaybettirebilirim ama kişinin aile ya da iş hayatına
karışamam. Eğer siz daha önce stresten yemek yemişseniz, bu yine
olabilir. Örneğin alkol almayan ya da az alan kişinin alkol düzeyi,
ameliyat sonrasında artabilir. Ya da alışveriş bağımlılığı artabilir.


Yüksek kilolu insanlar yandaş hastalıklarından kurtulup sağlıklı
yaşasın diye ameliyat ediyoruz. Ameliyat olan hastaların yaşam süresi,
ameliyattan sonra uzuyor. Bu yüzden herkese ameliyat yapmıyorum.




“AMELİYAT DEĞİL İNSANIN KENDİSİ BİR MUCİZE”



Mide küçültme ameliyatları bu yıl bir anda popüler oldu sanki…


Bir akademisyen olarak artık obez cerrahisinin azalmasının mümkün
olmadığını düşünüyorum. Belki bir düzenleme yapılabilir, ya da başka bir
ameliyat yapılmaya başlanacaktır. Ama şunu biliyoruz ki biz diyet,
egzersiz ve ilaç tedavileriyle elde edilen başarı düşük. Obezite
cerrahisiyle sağlanan başarı yüzde 100 değil ama, daha etkili kilo
kaybettirip, daha etkili koruma sağlıyor.


Hasta yakınları çoğu zaman bu ameliyata karşı. Ama hastalar öyle bir
noktadalar ki, artık hızlıca kilo vermek istiyorlar. İnsanoğlu hep bir
medet umuyor ve beklentiye giriyor. Halbuki mucize diyetisyende değil,
aslında insanın kendisinde. Bu ameliyat da bir sihirli değnek değil, bir
araç. Biz bu ameliyatla hastalarımıza 0 kilometre araç veriyoruz, doğru
yolu gösteriyoruz. Ama o doğru yoldan gitmek kişinin elinde.


OBEZİTENİN ÇARESİ: FAST FOOD’U YASAKLAYIN, AVM’LERİ YAPMAYIN


Ünlülerin tüp mide ameliyatı olması Türkiye’de talebi arttırdı mı?


Medyada bilinirliği arttırıyor ama genelde başarılı vakaları görenler
geliyor ameliyat yaptırmaya. Ameliyat sayısıyla beraber başarı da
yükseldi. Herhalde 5 yıl içinde ameliyat yaptıranların sayısı yılda 10
bin-15 bin olabilir. Bu yine de çok yüksek bir sayı değil.


Obezitenin artma sebebi ne?


Geçen gün bir makale okudum; İngiltere obezite konusunda 1980’lere
geri dönmek istiyormuş. Bunun sağlanabilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın değil
siyasi otoritenin ciddi anlamda kararlar almasıyla olur. Fast food
zincirlerini yasaklayın, AVM’leri yapmayın.


AVM ile şişmanlık arasındaki ilişki nedir?


Çünkü her işimizi AVM’lerde görüyoruz ve yeterince yürümüyoruz. Artık
çok az yerde Pazar kuruluyor. AVM’ler eskiden daha lüks semtlerdeydi.
Şimdi her yerde…


Televizyonda bazı insanlar diyetle ilgili konuşmalar
yapıyorlar, ancak diyetisyen değiller. Bunlara Sağlık Bakanlığı’nın bir
şey demesi gerekmiyor mu?



Bence demesi gerekiyor. O kişiler yaşam koçluğunu danışmanlık olarak
ele alıyorlar. Bu iş birileri şikâyet etmeden olmuyor. Kilo vermenin
matematiksel bir işlemi var. Aldığınız kaloriden, harcadığınız kaloriyi
çıkarırsınız, sonuç negatifse kilo verirsiniz. Diyetisyen burada onları
uygulatmaya çalışıyor, organize ediyor. Ama danışman adı altında
ortalığa çıkan insanların hiçbir işlevi yok.


AMELİYATTAN ÖNCE TAHLİLLER GEREKİYOR


Tüp mide ameliyatı yaptırmak isteyen hastalar hangi aşamalardan geçiyor?


İndeksiniz 40’ın üzerindeyse, ameliyata tamam diyorum. Kan ve vitamin
tahlillerinizi istiyoruz. Çünkü ameliyat sonrası midenin büyük kısmı
alındığı için ya da emilimle ilgili sıkıntılar yaşandığı için, bazı
vitamin emilimleri azalıyor. Ameliyat sonrası bazı vitaminleri
takviyeleri etmek gerekiyor. O yüzden önceden bilmek gerek. Bunların
dışında karaciğer enzimleriniz, kolesterolünüze, kan şekerinize
bakıyoruz. Mutlaka endoskopi yaptırıyoruz. Çünkü midenin içini görmemiz
lazım. Karaciğerinizin yağlanmasına ve safra kesenize bakıyoruz. Sigara
kullanıyorsanız solunum fonksiyon testi yapıyoruz. Apneniz varsa, gece
nefesiniz kesiliyor veya makine kullanma durumunuz varsa uyku testi
yaptırıyoruz. Apnesi olan hastalar gece oksijen alamıyor. Sabahları
yorgun kalkıyor, işe gittiğinde yorgun oluyor, gündüz uyukluyor... O
yüzden önce bu hastanın oksijenlenmesi lazım. Gerekli olan hastalarda
kardiyoloji istiyoruz. Mutlaka göğüs hastalıklarına gösteriyoruz. Bunlar
artık çok hızlı yapılabiliyor. En fazla 1 buçuk haftada tüm sonuçlar
hazır olabilir. Tüm bu tahlillerden sonra ameliyata alabiliyoruz. Ama
hastayı gördükten sonraki hazırlık sürecim 3-4 haftayı buluyor.



Tüp mide ameliyatı bir mucize değil! - ARMAĞAN ÇAĞLAYAN - Radikal

13 Nisan 2015 Pazartesi

Kore Kırmızı Ginseng - Mucize Karışım

ORJİNAL 6 YILLIK
GÜNEY KORE DEVLETİ BAKANLIK ONAYLI



KORE KIRMIZI PANAX GİNSENG

 





KORE KIRMIZI PANAX GİNSENG
NEDİR  
:







Kırmızı Ginseng; Uzakdoğunun harika hayat iksiri adıyla anılan ve 6 senede
gelişen, yanlız Güney Kore Devleti tekelinde üretilen ve bütün dünyaya ihraç
edilen üstün hücre yapıcı bir bitki özüdür. Araliaceae familyasındandır,
yabani olarak yüksek dağların eteklerinde yetişir ve koyu kırmızı meyva
salkımları veren bitkinin insan figürüne benzetilen kökleri; esas şifa olan
kısımlarıdır. Kırmızı Ginseng yaklaşık 2000 yıldan bu yana Çin, Kore ve
Japonya'da kullanılmakta ve olağanüstü etkileri sayesinde Uzakdoğu'nun en
çok fayda veren bitkisi olmuş ve son yıllarda kullanım alanı bütün dünyaya
yayılmıştır.



Kırmızı Ginseng'in
yetiştirme, işleme, preperat haline getirme ve dünya pazarlarına satışı Kore
Resmi Tekel İdaresi'nce yapılmaktadır. Böylesine değerli bir bitkiye Kore
Devleti'nce sahip çıkılmasının nedeni; hatalı üretimlerin olmaması, bitkinin
tam gelişmeden erken toplanması, taklit edilip kalitesinin bozulmaması
içindir. Üretiminin her aşaması Devlet gözetiminde olan, Kore Ginseng
Uzmanlarının sabır, bilgi ve ihtisas alanları içerisinde yetişen bu üstün ve
eşsiz Bitkiye; Bu yüzden Kore Resmi Tekel İdaresi önce RED GİNSENG (Kırmızı
Ginseng) adını vermiş, sonra da KOREAN RED GİNSENG (Kore Kırmızı Ginseng)
patentini vererek hakiki Ginsengi diğer ginsenglerden ayırmıştır. 



GiNSENG NEDİR   :










Ginseng; Kırmızı Ginseng
gibi 6 senede gelişmeyen, 4 veya 5 senede gelişen devlet kontrolünde değil
de özel firmalar tarafından üretilen Ginseng'dir. Son yıllarda birçok devlet
tarafından üretimi yapılmakta ve adları da ülke adları başına konarak ayırt
edilmektedirler, Amerika Ginsengi, Sibirya Ginsengi, Alman Ginsengi, İsviçre
Ginsengi vs...Ancak hiçbir ülkenin üretmiş olduğu Ginseng türü, hakiki Kore
ürünü Kırmızı Ginseng'in vermiş olduğu faydalara ulaşamamışlardır.



KIRMIZI PANAX GİNSENG İLE GİNSENG
ARASINDAKİ FARKLILIKLAR   :
 

Klasman Kırmızı PANAX Ginseng Ginseng

Hammadde


Kore Hükümetinin Resmi Tekel İdaresinin seçtiği özel bölgelerde ekilip,
yetiştirilmiş ve idarenin sıkı kontrolü sonucu seçilmiş, yanlızca 6
yıllık, süper yüksek kalite kırmızı ginseng kökleridir.

 
4-5 yıllık ginseng
kökleridir

İşletme Sistemi (Proses)


Yıkama, Buğulama (istimleme), kurutma

 
Yıkama, kabuğunu soyma,
kurutma

Renk


Kırmızı

 
Süt rengi Beyaz

Pazarlama


Resmi Tekel İdaresi

 
Özel firmalar

Ekim Bölgeleri


Resmi Tekel İdaresinin seçtiği bölgelerde

 
Kısıtlamasız her yerde

Programlanmış Ekim Alanları


Kırmızı Ginseng üreticilerinin tatbikatları bazında Hükümetçe seçilir

 
Üreticilerce

Ekim ve Yetiştirme metodu


Birim alana ekilecek kırmızı ginseng nebatı sayısı, Hükümetçe sabit
kılınarak tesbit edilir

 
Birim alana ekilecek ginseng
sayısı özel firmadan firmaya değişir

Hasat ve mahsul alımı


Kırmızı Ginseng hasatı ve mahsulü, yanlızca hükümet onayı ile
kaldırılabilir

 
Hasatı özel firmalar
kaldırır

Ham Ginseng


Ham kırmızı ginseng sadece Kore hükümetine teslim edilebilir. Özel
firmalara satılamaz

 
Serbeste dağıtım ve satışı
mümkündür, fakat satım yeri sınırlıdır.




KORE KIRMIZI PANAX GİNSENG
NASIL YETİŞİR   :
 





Uygun koşullarda uzun süre dinlendirilen toprağa ekiminden sonra dikkatli ve
sabırlı bir bakımla yavaş yavaş gelişen Ginseng en erken 6 yıl içinde
toplanabilecek büyüklüğe erişir. Aslında iyi bir ürün elde etmek için 5-6
yıllık bir büyüme sürecini tamamlaması gerekir ki bu takdirde tam gelişmiş
bitkidir ve Kırmızı Ginseng adıyla adlandırılır.Ayrıca Kore'de 100 hatta 400
yıllık olduğu sanılan Kırmızı Ginseng kökleri bulunmuştur.

  Kirli çevre koşulları ve suni gübrelemeye karşı hassas olan bu mucize bitki
kimyasal maddelerle ( gübre veya ilaç ) temas ettiğinde bozulup
çürümektedir.

 
Yılların geçmesiyle Kırmızı Ginseng büyüyüp olgunlaşırken bulunduğu toprağın
bütün faydalı unsurlarını da emmektedir. Böylece tabiatta toprak içinde
erimiş halde bulunan mineral, vitamin gibi tüm organik ve inorganik
maddeleri bünyesine almaktadır. Bu nedenle Kırmızı Ginseng yetiştirilen
topraklar uzun süre ekilmeyecek şekilde fakirleşmektedir.

  Ginseng Kore, Çin, Japonya, Kuzey Amerika ve Sibirya'da yetişir. Bu
türlerin herbirinin ayrı ayrı botanik isimleri vardır. Kore Ginsengine ise "Korean
Red Ginseng" ve "Panax Ginseng" adları verilerek diğerlerinden ayrılmıştır.
Kore'nin iklimi ve toprağı ginsengin yetişmesi için en uygun olanıdır. Kore
Kırmızı Ginsengi iyi imalat standartları (G.M.P) ile üretilir ve devletin
sıkı kontrolleri ile muhafaza edilir. Ayrıca Kore Ginsengi daha fazla
saponin içerir. Tüm bu vasıflarından dolayı Hong Kong'taki ana pazarda diğer
ginsenglerden 5-10 kat daha pahalıya satılır ve yaklaşık 50 ülkeye ihraç
edilir

Kore Hükümeti izniyle ekimi yapılan topraklarda zamanı gelince sökülen
kökler işlenecek fabrikalara getirilirler. Sıkı bir kontrolden geçirilen
köklerin en iyi kalitede olanları seçilir. Seçilen bu kökler yıkanır, özel
bir yöntemle işlenip, kurutulurlar. Bu işlemler sonucu Kırmızı Ginseng
köklerinin renkleri koyu kırmızı bir renk alır ve faydalı etkileri daha da
fazlalaşarak yararlanılacak hale gelir. Naturel şartlar bozulmadan uygulanan
bu süper imalat teknolojisi sayesinde Kore'nin Kırmızı Ginsengi, "Ginsenglerin
Kralı" adıyla anılmaktadır. İmalatları boyunca sürekli kalite-kontrolları
yapılan kökler steril şartlarda işlenip paketlendikten sonra, çay, tablet,
toz, kapsül, extract, vital, tonik ve bunun gibi çok  değişik
preparatlar halinde dünya pazarında satışa sunulurlar. Böylece Uzakdoğu'nun
gizemiyle birlikte gelen bu nadide bitkinin kökleri, şifa ve yepyeni bir
yaşam gücü sunmak üzere hazır beklemektedir.





DÜNYADA KIRMIZI PANAX GİNSENG'İN
KULLANILMASI   :
 

Halen A.B.D.'de kaybettiği sağlığını yeniden kazanmak isteyen 6 milyon
kişi Kırmızı Ginsengi kullanmaktadır. Japonya Sağlık Bakanlığı'nın sayesinde
Japonya'nın 7000 hastanesinde yüzbinlerce hastaya uygulanmak üzere değişik
Kırmızı Ginseng preparatları verilmektedir. İsviçre ve Almanya'da verimi
arttırmak için birçok fabrika işçilerine çay saatlerinde Kırmızı Ginseng
ürünleri sunmaktadır.



DÜNYA BiLiMADAMLARI VE KIRMIZI
PANAX GİNSENG   :
 

Kırmızı Ginseng yaklaşık 2000 yıldan beri Uzakdoğu'da yüksek şifalar için
kullanılmakta ve etkileri hakkında ilk rapor Çinli bir pratisyen hekim olan
TAO-HUNG-CHİNG tarafından hazırlanmıştır. Ayrıca Kırmızı Ginseng hakkında 3
büyük uluslararası sempozyum yapılmış ve dünyanın dört bir tarafından gelen
doktor, araştırmacı ve bilimadamları Kırmızı Ginseng ile ilgili
araştırma sonuçlarını sunmuşlardır. Bunlardan bazıları aşağıdaki tabloda
sunulmuştur.
 


Araştırmacı

Ülke

Konu

Etkileri

Dr.Igarashi
Japonya Karaciğer rejenerasyonu

Karaciğer metabolizması
*rejenerasyonu arttırıyor

*RNA,DNA ve protein sentezini hızlandırır

Dr.M.Kimura
Japonya Diabet *kanın glikoz seviyesini düşürür

*hipoglisemik etkisi vardır

Dr.H.Okuda
Japonya İnsülin bileşenleri *insülin benzeri bileşenler içerir

Dr.V.K.Singh
Hindistan İnterferon üretimi *interferon üretimini arttırır

*viral enfeksiyonlara karşı korur

Dr.I.Murata
Japonya Kanser hastaları üzerindeki etkisi *kansere karşı direnci arttırır

*kanserin yayılmasını önler

Dr.H.Saito
Japonya Antifatik *beyaz kas glikojeninin kullanımını durdurur

Dr.E.V.Avaikan
A.B.D. Antifatik *antifatik etki gösterir

*laktik asit üretimini durdurur

Dr.K.Takagi
Japonya Kan basıncı *kan basıncını düzenler

Dr.N.Yonezawa
Japonya Radyasyon yaralanması *radyasyon yaralanmasını tedavi eder

Dr.S.J.Fulder
İngiltere İleri yaş halsizliği *halsizliği engeller

*ilaç kullanımına tercih edilir

Dr.W.Petkov
Bulgaristan Farmako dinamik etki *fiziki ve ruhi çalışma kapasitesini arttırır

Dr.Y.Yamamura
Japonya Spermatogenez *spermatogenezi uyarıcı etkisi vardır

Dr.S.K.F.Chong
İngiltere Anti-inflamatori özellikleri *hidrokortizonu uyararak iltihaplara engel olur

Dr.T.K.Yun
Kore Kansere karşı etkisi *kanser tümörlerini durdurur

*doğal hücreleri aktive eder

Dr.Brekhman
Rusya Stres üzerinde etkisi *mental aktiviteyi arttırır

*strese karşı organizmayı korur

Dr.K.Karzel
Almanya Kan basıncı *kan basıncını düzenler

Dr.Yun ve Dr.Choi 95
Temmuz'unda Kanser Araştırma Merkezi'nde yaptıkları çalışmaların
sonuçlarını açıkladılar

Bu çalışmada Kore Kanser Merkezi'nde yapılan durum-kontrol çalışmasının
datalarına dayanılarak ortaya çıkarılan çeşitli kanser risklerinin
ginseng kullanımı ile olan bağlantısını ortaya koyuyor. Ginseng
kullanıcılarında kanser oranı yaklaşık %50 oranında kullanmayanlara
oranla düşüyor. Yine çalışmalara göre, ginseng türlerine bağlı olarak en
büyük faydayı Kore Kırmızı Ginseng'inin verdiği görüldü.

Kırmızı Ginseng kullanım süresi ve sıklığının artması ile kanser riski
azalıyor. Kanser türlerine göre: %27 dudak, ağız boşluğu ve yutak
kanseri; %20 yemek borusu; %36 mide kanseri; %42 colorectal kanser;
%48 karaciğer kanseri; %22 pankreas kanseri; %18 gırtlak (larenjit)
kanseri; %55 akciğer kanseri; %15 ovaryum kanseri olarak görülmüştür.
Bununla beraber göğüs, rahim boynu, tiroid bezi ve idrar yolu
kanserlerinde ginsengin tek başına kullanılması sonuçları
değiştirmezken, Akciğer, ağız boşluğu, dudak, yutak ve karaciğer
kanserlerinde; ginseng kullanmayanlara oranla azalmalar kaydetmiştir.

Taik-Koo Yun ve Soo-Yong
Choi

Kanser Patoloji ve Epidermoloji Laboratuvarları. Kore Kanser Merkezi

Kaynak: Cancer Epidemiology, Biomarkers&Prevention,
Sayı:4, Sahife:401-408, Haziran, 1995, Amerikan Kanser Araştırma Birliği
Yayınları




KIRMIZI PANAX GİNSENG
SAPONİNLERİNİN ÇEŞİTLİ FARMOKOLOJİK AKTİVİTELERİ:
 
Kore kırmızı ginsengindeki saponinlerin
aşağıdaki farmakolojik özellikleri vardır.
 




SAPONİN
 
Oleanolik asit
 
Ginsenoside Ro
   
İltihap kurutucu, Detaksifikasyon Anti-trombin, Kan pıhtılaşmasını
engelleyici, Anti-hebatit, Makrofajin aktivisyonu
     
     
Ginsenoside Ra1-3
     
 
     
Ginsenoside
Rb1
   
CNS'i önleyici, Uyku verici, Analjezik, Ataraktik, Antifebrik, Serum
protein sentezi yapımını uyarıcı, Nötral lipit azalmasını önleyici
etkisi, Nötral lipit sentezi yapımını uyarıcı (insülin benzeri
fonksiyon), Kolesterol biosentezi yapımını uyarıcı, Plazmin aktivisyonu,
RNA sentezi yapımını uyarıcı, Adrenal kortex hormonunun salgılanmasını
uyarıcı
   
 
Panaxadial
 
Ginsenoside
Rb2
   
CNS'i önleyici, DNA ve RNA sentezi yapımını uyarıcı, Plazmin
aktivasyonu, Adrenakortikotrofik hormon salgılamasını uyarıcı, Anti-diabetik
     
     
Ginsenoside
Rb
3
     
 
     
Ginsenoside
Rc
   
CNS'i önleyici, RNA sentezi yapımını uyarıcı, Serum protein sentezi
yapımını uyarıcı, Plazmin aktivasyonu, Adrenakortikotrofik hormon
salgılanmasını uyarıcı
   
     
Ginsenoside
Rd
   
Adrenakortikal hormon salgılanmasını uyarıcı
   
     
Ginsenoside
Re
   
CNS'i önleyici, DNA ve RNA sentezi yapımını uyarıcı, Plazmin
aktivasyonu, Adrenakortikotrofik hormon salgılanmasını uyarıcı
   
 
Panaxatriol
 
Ginsenoside
Rf
   
Beyin sinir hücreleri sebebiyle oluşan ağrının dindirilmesi
   
   
Ginsenoside
Rg1
   
CNS'in uyarımı, Yorgunluk giderici, Hafıza ve öğrenme kabiliyetinde
gelişme, DNA ve RNA sentezi yapımını uyarıcı
   
     
Ginsenoside
Rg2
   
Anti-platelet, Plazmin aktivasyonu
   


SAPONİN
   
Panaxadiol
 
Ginsenoside Rh2
 
Kanser hücresi büyümesini engelleyici, Anti-tümör
       
     
20(S)Ginsenoside Rg3
 
Kanser hücresi yayılmasını engelleyici
       
   
Panaxatriol
 
20(S)Ginsenoside Rg3
   
         
     
Ginsenoside Rh4
   
         



KORE
KIRMIZI PANAX GİNSENG'İN FAYDALARI   :
 

SİNİR SİSTEMİ
ÜZERİNDEKİ FAYDALARI


- Merkezi sinir sistemini etkileyerek beyin aktivesini
arttırır

- Hafıza zayıflığını, dalgınlığı, düşünce ve konsantrasyon güçlüklerini
önler

- Bitkinlik, yorgunluk, uykusuzluk ve huzursuzluk hallerini düzenler

- Vücudu canlandırıp zindelik verir

- Zihni ve akli fonksiyonları geliştirir, sinir bozuklukları ve
depresyonlara karşı korur

- Organizmanın doğal savunma mekanizmasını ve dayanıklılığını arttırır

- Genel fiziksel ve zihinsel iktidar ve kabiliyetleri arttırır

- İstemlerimiz dışında çalışan sinir sisteminin salgılarını düzenleyip
dengeli bir şekilde işlenmesini sağlar

- Alkol ve diğer uyuşturucalara karşı merkezi sinir sistemini korur

- Özellikle yaşlı kişilerde sık rastlanan ruhsal ve psikolojik çöküntüleri
giderir

- Modern şehir hayatının her yaştaki insana verdiği stres ve sinir
gerilimlerinde dayanıklılığı arttırır

- Yaşlanmayla ortaya çıkan halsizlik, kuvvetsizlik ve güçsüzlüğü önler

- Gençlik ve zindeliği koruyarak, sağlıklı, uzun bir hayat sürmeyi sağlar


- Yaşlanmayla birlikte gelen beyin hücrelerinin yitimini en aza indirir ve
buna bağlı olarak hatırlama ve öğrenme yeteneğini arttırır

- Sinirsel bulantı ve öğürmeleri önler




KARDIO VASKÜLER (
KALP-DAMAR ) SİSTEM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ


- Kalp ve damar sistemi üzerinde regülatör ( düzenleyici )
görev yapar

- Kalp kasının kasılabilme kuvvet ve yeteneğini arttırır

- Kalp damarlarını kuvvetlendirir, kalp atım hızını ve volümünü ayarlar

- Arterioscleros ( Damar sertliği ) ve kan basıncı düzensizliklerini 
önler ( Hiper ve hipo tansiyonu düzenler )

- Kişisel özelliklere bağlı olarak yüksek kan basıncını (Hipertansiyon)
düşürür

- Düşük olan kan basıncı (Hipotansiyon) güçlendirici tonik ve kan yapıcı
özellikleriyle regüle ederek yükseltir

- Düzenli bir si dolaşım sağlayarak anevrizma (atardamar duvarlarında
şişkinlik), varis (toplardamarlarda kan birikmesi), hemeroid (basur) ve
diğer dolaşım sistemi hastalıklarını önlemede yardımcı olur




ENDOKRİN SİSTEM
ÜZERİNDE ETKİLERİ ( İÇ SALGI BEZLERİ )


- İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını düzeltip bunlara bağlı
hastalıkların tedavisinde yardımcı olur

- Kendiside insülin gibi görev yaparak diabetli (kan şekeri yüksek)
hastaların kanında glikoz düzeyini normal sınırlarda tutar

- Diabete bağlı komplikasyonların oluşmamasına ve oluşanlarında
giderilmesinde yardımcı olur

- Karaciğer üzerine etki ederek karbonhidrat metabolizmasını düzenler

- Dalak ve diğer kan yapıcı organlar üzerine etki ederek kırmızı kan
hücrelerinin yapılmasına yardımcı olur

- Anemi (kansızlık) ve buna bağlı şikayetlerine şifa verir

- Organizmada protein sentezini uyarır

- Karaciğer fonksiyonlarını düzelterek, karaciğer yetmezliklerine şifa verir

- Ter, idrar, süt ve diğer salgıların atılımını arttırır

- Böbrek yetmezliklerinde iyileştirici etkisi vardır

- Diüretik (İdrar fazlalalaştırıcı) etkisi ile böbreklerde fazla su
atılımını sağlar ve idrardaki asit miktarını normale düşürür

- Adrenal kordeksine (böbrek üstü bezi) etki ederek kortizo ve epinefrin
benzeri bir salgı ile organizmanın savunma mekanizmasını kuvvetlendirir

- Kandaki kolesterol (iç yağ) oranını düşürür, dolaşım sistemini düzenler

- Organizmada hormon salgılanımını düzenler

- Erkek ve kadında cinsel soğukluğu önler, doğurganlığı arttırır, gençlik ve
zindelik verir

- Kan tablosundaki bozuklukları düzeltici etkisi vardır. İç ve dış
kanamaların durdurulmasına yardımcı olur




DİĞER SİSTEMLER
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

- Gastro-İntestinal sistem (mide-barsak sistemi) üzerinde
de regülatör görevleri (düzenleyici) vardır

- Mide salgılarını düzenleyip, hazımsızlığı giderir, iştah açar

- İshal, kabızlık, mide ve barsak iltihapları gibi sindirim sistemi
hastalıklarına şifa verir

- Zehirlenme ve iltihaplanmada toksinleri etkisiz kılar

- Dermatozlarda (deri iltihaplanmaları) ve diğer deri hastalıklarında
başarılı sonuçlar verir

- Sivilce ve çıbanları geçme ve çıkmamasına yardımcı olur

- Özellikle yaşlılarda geç iyileşen yara ve iltihapların çabuk iyileşmesini
sağlar

- Doğum sonrası kadınların bakımında ve hastalıkların iyileşme
dönemlerindeki halsizliklerin çabuk geçmesini sağlar

- Ağır fiziki çalışmalar (sporcular, ağır işçiler vb.) ve uzun süreli
zihinsel çalışmalar sonucu görülen zayıflık, takaatsizlik ve isteksizliği
giderir

- Humma hastalığına karşı vücudun direncini arttırır

- Bronşit, astım ve alerjide başarılı sonuçlar verir, organizmayı zararlı
dış etkilerden korur

- Tüberkülozun tedavisi sırasında ve sonrasında güçlendirici olarak yardımı
dokunur

- Geçmişte cüzzam ve çiçek hastalığının tedavisinde bile yaygın bir şekilde
kullanıldığı bildirilmektedir

- Uzay çalışmaları sırasında astronotlara, protein gereksinimlerini
karşılamaları, dirençlerinin kırılmaması ve radyasyona karşı korunabilmeleri
için bol miktarda Kırmızı Ginseng ürünleri verilmektedir

- Sporcuların fiziksel etkinliklerini gerektiği yer ve zamanda
kullanabilmeleri için müsabakalardan önce ve sonra Kırmızı Ginseng kürü
yapmaları tavsiye edilmektedir

- Gelişim bozukluğu gösteren çocuklara ve ameliyat sonrası hastalara, hücre
ve doku yenileyici özelliği nedeniyle verilmesi yararlıdır

- Gut ve Romatizma hastalıklarında şifa verir, dolaşım yetersizliğinin neden
olduğu el ve ayak şişmelerinin, sinirsel bulantı, arthritis, çiçek
hastalığı, ülser, doğum sonrası zayıflıklarında şifa verici etkisi vardır










Kore Kırmızı Ginseng - Mucize Karışım

6 Nisan 2015 Pazartesi

KAYIP MEDENİYET - GÖBEKLİ TEPE













KAYIP MEDENİYET - GÖBEKLİ TEPE


Türkiye’nin
doğusunda, Urfa yakınlarındaki Göbekli Tepe olarak bilinen bölgede,
bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, muhteşem bir tapınak
kompleksini gün yüzüne çıkardı. Karbon testleri bu yapıların yaklaşık
11.500 yıl önce inşa edildiğini yani Stone Henge’den 9000 yıl daha eski
olduğunu ortaya çıkardı. Uzmanlar bunların insanoğlu tarafından yapılmış
ilk yapılar olduğunu düşünüyor. Tarihi tezler, 10.000 yıl önce ortaya
çıkan tarımın Neolitik devrimi tetiklediğini ve insanların avcı
toplayıcılıktan yerleşik düzene geçtiğini ileri sürüyordu. Ancak Göbekli
Tepe kazıları tüm bu varsayımları kökten değiştirecek nitelikte. Bu
büyük keşif, sıralamayı değiştirerek dini, tarımdan da öncesine
yerleştirebilir. İnanma ihtiyacı tapınak inşa etmek için insanları bir
araya getirmiş ve tarımın icadına neden olmuş olabilir mi? Taş devrinden
günümüz modern dünyasına nasıl geldiğimizi bu yapımla yeniden
keşfedeceksiniz







14 Nisan 2015 Salı

Tüp mide ameliyatı bir mucize değil! - ARMAĞAN ÇAĞLAYAN - Radikal

 Radikal.com.tr >












Tüp mide ameliyatı bir mucize değil!

Obezite
cerrahisi dalında çalışan Doç. Dr. Halil Coşkun, "Obeziteyi yok etmek
istiyorsanız fast food'u yasaklayın, AVM'leri kapatın" diyor.
Tüp mide ameliyatı bir mucize değil!
Doç.
Dr. Halil Coşkun, obezite ameliyatları yapan bir genel cerrah. Tüp mide
ameliyatı olarak bilinen “obezite cerrahisi”nin bir mucize olmadığını
söyleyen Coşkun, işin ameliyat olmakla bitmediğini belirtiyor. Coşkun
“Ameliyatla hastalarımıza 0 kilometre araç veriyoruz, doğru yolu
gösteriyoruz. Ama o doğru yoldan gitmek kişinin elinde” diyor.


Tüp mide ameliyatı nedir?


Midemizin yaklaşık kapasitesi 1 buçuk-2 litre. Bu ameliyatla yemek
borusu, mide, 12 parmak bağırsağı ve ince bağırsağa müdahale ediliyor.
Midenin aşağı bölgesinden başlayıp, yemek borusunun kenarına gelecek
şekilde, midenin içine kalibrasyon tüpü koyuyoruz ki herkeste eşit hacim
olsun. Sonra da kesip dikerek dış parçayı çıkartıyoruz. Midenin
görüntüsü tüpe benzediği için, ismi “tüp mide ameliyatı” olarak
biliniyor. Yoksa ortada bir tüp yok.


Yani 1500-2000 ml büyüklüğündeki bir alan 150-200’e iniyor.


Evet, ciddi anlamda azalıyor. Bununla birlikte yemek yiyiş ve vücuda
giren kalori de azalıyor. Ameliyatın önemli bir etkisi daha var. Mideden
çıkarılan parça, açlık hissini veren hormonun salgılanmasını sağlıyor.
Midenin yüzde 80-85’i devre dışı kalınca, hormon seviyesinde ciddi bir
azalma meydana geliyor ve ameliyattan sonra hastamız kendini tok
hissediyor. Eskiden çok acıkma, “sürekli yemek yeme hissi” varken, şimdi
“az acıkma hissi” var. Bu yüzden hacimsel küçültmenin haricinde,
hormonlar üzerinde de değişiklik oluyor. Bu da diyabet gibi yandaş
hastalıkların azalmasını sağlıyor.


Mide küçültme operasyonları nasıl hayatımıza girdi?


Genel adıyla “Obezite cerrahisi”nden 5 yıl önce de kelepçe vardı ve
aslında hepsi bir bütün. Mide küçültme, kelepçe ve adını son zamanlarda
pek anmasak da fazlaca yapılmış olan “gastrik by pass”, yani mideyi
küçültüp bir de ince bağırsağı yukarı çekmekle oluşan bir sistem. 5-6
farklı ameliyat var. Ama şu an en fazla bilineni mide küçültme. Sadece
bizim ülkemizde değil, dünyada en fazla yapılan ameliyat bu. Yapılan
ameliyatların yüzde 60’ı tüp mide ameliyatı.


Bu ameliyatlar niye bu kadar görünür oldu?


Eskiden de çok yapılırdı. Ben 10 yıl önce Amerika’da çalışırken pek
çok kişiye ameliyat yapılıyordu. Amerika ile Türkiye arasında çok fark
yok. Herkes Amerikan tarzı yaşıyor. Fast food zincirleri, AVM’ler,
hareketsizlik... Geçen sene Dünyada yaklaşık 400 bin ameliyat yapıldı.
Türkiye’de bu sayı 5-6 binde.


Hangi tipteki hastalar ameliyat edilebilir?


Eğer hasta “morbit obezse” ve en az 3 yıldır obezitesi varsa,
hastanın kronik bağımlılığı yoksa, anestezi açısından da bir sorun
yoksa, ameliyat edilebilir. Aynı zamanda vücut kitle indeksi 35’in
üzerinde olan hastalara da bu ameliyatları öneriyoruz. Vücut kitle
endeksi 40’ın üzerindeyse direkt ameliyat... Ama obezitenin 1. aşaması
olan 30-35 aralığında vücut kitle endeksine sahip kişilerde diyabetin
durumuna bakmak gerekiyor. Kaç yıldır diyabeti var, şekeri son üç aydır
ne düzeyde gibi sorular soruyoruz. Bununla ilgili çalışmalar devam
ediyor, ama ben kendi hastalarımda da 35’in altındakilerde ameliyat
önermiyorum.


YANDAŞ HASTALIKLARI ENGELLİYOR


Türkiye’de obezite tehlikeli bir noktada mı?


Çok! Birçok Avrupa ülkesinden daha obez bir ülkeyiz. Toplumumuzun
3’te 2’si fazla kilolu, 3’te 1’i normal. Fazla kilolular normal,
normaller zayıf, obezitenin başındakiler “fazla kilolu ama bir şey
olmaz” şeklinde algılanıyor. Ama tıp diyor ki, fazla kiloluysan yandaş
hastalığın artıyor. Obez isen ciddi problemler seni bekliyor.


Zayıflama sektörü bize “obezite cerrahisini” dayatıyor diyebilir miyiz?


Diyelim ki yılda 10 bin ameliyat yapıyoruz. Türkiye’nin 3’te 1’i
obez, 3’te 1’i de fazla kilolu… Ülke 70 milyon dersek, sektörde 40
milyon gibi bir alan var. Dünya ortalamasına bakıldığında, ameliyat
edilebilecek kişilerin yaklaşık yüzde 1-yüzde 2’sini ameliyat
edebiliyoruz. Türkiye’de ise bu oran çok düşük… O kadar kötü durumda
olan hastalar var ki... Bu hastalar bize daha güzel olmak için
gelmiyorlar. Uyku apnesinden, hiper tansiyondan, diyabete kadar pek çok
sağlık problemleri olduğu için geliyorlar. Bir de işi magazinleştiren ve
suistimal eden bir grup var ama, bu zaten hayatın her alanında var.




5 YIL SONRA ÖLÜM VAKASI KALMAYACAK


Bu ameliyatlarda ölüm riski var mı?


Her ameliyatta olduğu gibi, bunlarda da var. Türkiye’deki ölüm
oranları dünyadakilere oranla bir parça daha yüksek gözükebilir. Bazı
hekimlerin başarı oranları yüksek olabilir ama, yeni başlayan hekimler
var. Adını duymadığınız x hastanesinde de bu ameliyat yapılıyor ve
doktorun bir pratik kazanması lazım. Yani bu bir süreç. Eminim ki bundan
5 yıl sonra ölüm vakalarını duymazsınız.


FİYATLAR 10 BİN-50 BİN LİRA ARASINDA DEĞİŞİYOR


Ameliyatlar pahalı mı?


Evet. Eskiden obezite ameliyatları devlet hastanelerinde ücretsiz
yapılabiliyordu. Ameliyat yaptıranların sayısı artınca, Sağlık Bakanlığı
ve SGK Ocak ayında bu ameliyatları “zorunlu sağlık hizmetinden” çıkardı
ve hastanelerin ameliyatlardan 3 kata kadar ücret alabilmesi kuralını
getirdi. Şimdi ameliyat fiyatları 10 bin liradan 50 bin liraya kadar
değişiyor. Bu biraz hangi hastanede ve hangi doktorda ameliyat
olduğunuza da bağlı.


Türkiye’de sağlık problemleri olmayan insanlar da ameliyat ediliyor mu?


Olabilir, ama bu sayı çok düşüktür. Bu ameliyatla ilgili haberleri ya
insanlar çok kilo verirse, ya da ölürse okuyoruz. Mesela safra
kesesinden, bademcik ameliyatından ölenleri hiç görmüyoruz. Bu daha çok
görsel bir sektör olduğu için bunların haberleri yapılıyor.

MİDE ESKİ HALİNE DÖNEMEZ


Küçültülmüş midenin eski haline gelme şansı var mı?


Tüp mide ameliyatı için mümkün değil. Ameliyattan bir süre sonra mide
biraz büyüyebilir ama hiçbir zaman eski büyüklüğüne gelmez.


Kilo alınabilir mi peki?


Evet, belli olanlarda kilo alımı oluyor. Hastaları, özellikle
ameliyatın 2. yılında dikkat etmeleri ve kilo almamaları için
uyarıyoruz. O yüzden beslenme uzmanının temel görevi ona yeni beslenme
düzenini öğretmektir. Hastaların ameliyattan önce eğitim alması
gerekiyor. Biz de ameliyattan sonraki ilk 1 ayda hastalarımızı sık sık
kontrol ediyoruz ve gerekirse psikiyatristimize gösteriyoruz.


“PSİKİYATRİK SORUNLARA YOL AÇABİLİR”


Ameliyat olduktan sonra rahata eriyor mu insan?


‘By pass’ ameliyatı olunca her şey bitmiyor. Alkol tüketmeyeceksin,
sigara içmeyeceksin, yağlı yemeyeceksin. Hayatta her şeye sahip
olamıyoruz. Hem çok zayıf olacağız, hem çok yemek yiyeceğiz, hem mutlu
olacağız, hem de istediğimizi giyeceğiz... Böyle bir dünya yok.


Obez konumuna gelmiş hasta artık tedavi görmek zorundadır. Kilo
almaya başlayan bir insanı eski haline getirmek de bir koruma
yöntemidir. Sağlık Bakanlığı’nın aslında bugün yapmaya çalıştığı
korumadır. Bakanlık yürünmesi için tavsiyede bulunuyor. Obezseniz
yürüyerek kilo veremezsiniz, ama yeni doğan nesli kilo almamak için
koruyabilirsiniz. Morbit obez olan insanın tabii ki diyet yapması lazım.
Ama doktora gözüküp, altta yatan hastalıklara bakıp, doktorunun
kontrolünde bir program ile diyet yapılmalı.


Ameliyat olduktan sonra o yemek yeme isteğini giderememesi, ileride hastada psikiyatrik sorunlara yol açabilir mi?


Ameliyat olan kişide yemek yeme bağımlılığı varsa, ameliyattan sonra
bunun yerine başka bağımlılıklar gelebilir. Bunun oranı yüzde 30-40. Ben
ameliyatla kilo kaybettirebilirim ama kişinin aile ya da iş hayatına
karışamam. Eğer siz daha önce stresten yemek yemişseniz, bu yine
olabilir. Örneğin alkol almayan ya da az alan kişinin alkol düzeyi,
ameliyat sonrasında artabilir. Ya da alışveriş bağımlılığı artabilir.


Yüksek kilolu insanlar yandaş hastalıklarından kurtulup sağlıklı
yaşasın diye ameliyat ediyoruz. Ameliyat olan hastaların yaşam süresi,
ameliyattan sonra uzuyor. Bu yüzden herkese ameliyat yapmıyorum.




“AMELİYAT DEĞİL İNSANIN KENDİSİ BİR MUCİZE”



Mide küçültme ameliyatları bu yıl bir anda popüler oldu sanki…


Bir akademisyen olarak artık obez cerrahisinin azalmasının mümkün
olmadığını düşünüyorum. Belki bir düzenleme yapılabilir, ya da başka bir
ameliyat yapılmaya başlanacaktır. Ama şunu biliyoruz ki biz diyet,
egzersiz ve ilaç tedavileriyle elde edilen başarı düşük. Obezite
cerrahisiyle sağlanan başarı yüzde 100 değil ama, daha etkili kilo
kaybettirip, daha etkili koruma sağlıyor.


Hasta yakınları çoğu zaman bu ameliyata karşı. Ama hastalar öyle bir
noktadalar ki, artık hızlıca kilo vermek istiyorlar. İnsanoğlu hep bir
medet umuyor ve beklentiye giriyor. Halbuki mucize diyetisyende değil,
aslında insanın kendisinde. Bu ameliyat da bir sihirli değnek değil, bir
araç. Biz bu ameliyatla hastalarımıza 0 kilometre araç veriyoruz, doğru
yolu gösteriyoruz. Ama o doğru yoldan gitmek kişinin elinde.


OBEZİTENİN ÇARESİ: FAST FOOD’U YASAKLAYIN, AVM’LERİ YAPMAYIN


Ünlülerin tüp mide ameliyatı olması Türkiye’de talebi arttırdı mı?


Medyada bilinirliği arttırıyor ama genelde başarılı vakaları görenler
geliyor ameliyat yaptırmaya. Ameliyat sayısıyla beraber başarı da
yükseldi. Herhalde 5 yıl içinde ameliyat yaptıranların sayısı yılda 10
bin-15 bin olabilir. Bu yine de çok yüksek bir sayı değil.


Obezitenin artma sebebi ne?


Geçen gün bir makale okudum; İngiltere obezite konusunda 1980’lere
geri dönmek istiyormuş. Bunun sağlanabilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın değil
siyasi otoritenin ciddi anlamda kararlar almasıyla olur. Fast food
zincirlerini yasaklayın, AVM’leri yapmayın.


AVM ile şişmanlık arasındaki ilişki nedir?


Çünkü her işimizi AVM’lerde görüyoruz ve yeterince yürümüyoruz. Artık
çok az yerde Pazar kuruluyor. AVM’ler eskiden daha lüks semtlerdeydi.
Şimdi her yerde…


Televizyonda bazı insanlar diyetle ilgili konuşmalar
yapıyorlar, ancak diyetisyen değiller. Bunlara Sağlık Bakanlığı’nın bir
şey demesi gerekmiyor mu?



Bence demesi gerekiyor. O kişiler yaşam koçluğunu danışmanlık olarak
ele alıyorlar. Bu iş birileri şikâyet etmeden olmuyor. Kilo vermenin
matematiksel bir işlemi var. Aldığınız kaloriden, harcadığınız kaloriyi
çıkarırsınız, sonuç negatifse kilo verirsiniz. Diyetisyen burada onları
uygulatmaya çalışıyor, organize ediyor. Ama danışman adı altında
ortalığa çıkan insanların hiçbir işlevi yok.


AMELİYATTAN ÖNCE TAHLİLLER GEREKİYOR


Tüp mide ameliyatı yaptırmak isteyen hastalar hangi aşamalardan geçiyor?


İndeksiniz 40’ın üzerindeyse, ameliyata tamam diyorum. Kan ve vitamin
tahlillerinizi istiyoruz. Çünkü ameliyat sonrası midenin büyük kısmı
alındığı için ya da emilimle ilgili sıkıntılar yaşandığı için, bazı
vitamin emilimleri azalıyor. Ameliyat sonrası bazı vitaminleri
takviyeleri etmek gerekiyor. O yüzden önceden bilmek gerek. Bunların
dışında karaciğer enzimleriniz, kolesterolünüze, kan şekerinize
bakıyoruz. Mutlaka endoskopi yaptırıyoruz. Çünkü midenin içini görmemiz
lazım. Karaciğerinizin yağlanmasına ve safra kesenize bakıyoruz. Sigara
kullanıyorsanız solunum fonksiyon testi yapıyoruz. Apneniz varsa, gece
nefesiniz kesiliyor veya makine kullanma durumunuz varsa uyku testi
yaptırıyoruz. Apnesi olan hastalar gece oksijen alamıyor. Sabahları
yorgun kalkıyor, işe gittiğinde yorgun oluyor, gündüz uyukluyor... O
yüzden önce bu hastanın oksijenlenmesi lazım. Gerekli olan hastalarda
kardiyoloji istiyoruz. Mutlaka göğüs hastalıklarına gösteriyoruz. Bunlar
artık çok hızlı yapılabiliyor. En fazla 1 buçuk haftada tüm sonuçlar
hazır olabilir. Tüm bu tahlillerden sonra ameliyata alabiliyoruz. Ama
hastayı gördükten sonraki hazırlık sürecim 3-4 haftayı buluyor.



Tüp mide ameliyatı bir mucize değil! - ARMAĞAN ÇAĞLAYAN - Radikal

13 Nisan 2015 Pazartesi

Kore Kırmızı Ginseng - Mucize Karışım

ORJİNAL 6 YILLIK
GÜNEY KORE DEVLETİ BAKANLIK ONAYLI



KORE KIRMIZI PANAX GİNSENG

 





KORE KIRMIZI PANAX GİNSENG
NEDİR  
:







Kırmızı Ginseng; Uzakdoğunun harika hayat iksiri adıyla anılan ve 6 senede
gelişen, yanlız Güney Kore Devleti tekelinde üretilen ve bütün dünyaya ihraç
edilen üstün hücre yapıcı bir bitki özüdür. Araliaceae familyasındandır,
yabani olarak yüksek dağların eteklerinde yetişir ve koyu kırmızı meyva
salkımları veren bitkinin insan figürüne benzetilen kökleri; esas şifa olan
kısımlarıdır. Kırmızı Ginseng yaklaşık 2000 yıldan bu yana Çin, Kore ve
Japonya'da kullanılmakta ve olağanüstü etkileri sayesinde Uzakdoğu'nun en
çok fayda veren bitkisi olmuş ve son yıllarda kullanım alanı bütün dünyaya
yayılmıştır.



Kırmızı Ginseng'in
yetiştirme, işleme, preperat haline getirme ve dünya pazarlarına satışı Kore
Resmi Tekel İdaresi'nce yapılmaktadır. Böylesine değerli bir bitkiye Kore
Devleti'nce sahip çıkılmasının nedeni; hatalı üretimlerin olmaması, bitkinin
tam gelişmeden erken toplanması, taklit edilip kalitesinin bozulmaması
içindir. Üretiminin her aşaması Devlet gözetiminde olan, Kore Ginseng
Uzmanlarının sabır, bilgi ve ihtisas alanları içerisinde yetişen bu üstün ve
eşsiz Bitkiye; Bu yüzden Kore Resmi Tekel İdaresi önce RED GİNSENG (Kırmızı
Ginseng) adını vermiş, sonra da KOREAN RED GİNSENG (Kore Kırmızı Ginseng)
patentini vererek hakiki Ginsengi diğer ginsenglerden ayırmıştır. 



GiNSENG NEDİR   :










Ginseng; Kırmızı Ginseng
gibi 6 senede gelişmeyen, 4 veya 5 senede gelişen devlet kontrolünde değil
de özel firmalar tarafından üretilen Ginseng'dir. Son yıllarda birçok devlet
tarafından üretimi yapılmakta ve adları da ülke adları başına konarak ayırt
edilmektedirler, Amerika Ginsengi, Sibirya Ginsengi, Alman Ginsengi, İsviçre
Ginsengi vs...Ancak hiçbir ülkenin üretmiş olduğu Ginseng türü, hakiki Kore
ürünü Kırmızı Ginseng'in vermiş olduğu faydalara ulaşamamışlardır.



KIRMIZI PANAX GİNSENG İLE GİNSENG
ARASINDAKİ FARKLILIKLAR   :
 

Klasman Kırmızı PANAX Ginseng Ginseng

Hammadde


Kore Hükümetinin Resmi Tekel İdaresinin seçtiği özel bölgelerde ekilip,
yetiştirilmiş ve idarenin sıkı kontrolü sonucu seçilmiş, yanlızca 6
yıllık, süper yüksek kalite kırmızı ginseng kökleridir.

 
4-5 yıllık ginseng
kökleridir

İşletme Sistemi (Proses)


Yıkama, Buğulama (istimleme), kurutma

 
Yıkama, kabuğunu soyma,
kurutma

Renk


Kırmızı

 
Süt rengi Beyaz

Pazarlama


Resmi Tekel İdaresi

 
Özel firmalar

Ekim Bölgeleri


Resmi Tekel İdaresinin seçtiği bölgelerde

 
Kısıtlamasız her yerde

Programlanmış Ekim Alanları


Kırmızı Ginseng üreticilerinin tatbikatları bazında Hükümetçe seçilir

 
Üreticilerce

Ekim ve Yetiştirme metodu


Birim alana ekilecek kırmızı ginseng nebatı sayısı, Hükümetçe sabit
kılınarak tesbit edilir

 
Birim alana ekilecek ginseng
sayısı özel firmadan firmaya değişir

Hasat ve mahsul alımı


Kırmızı Ginseng hasatı ve mahsulü, yanlızca hükümet onayı ile
kaldırılabilir

 
Hasatı özel firmalar
kaldırır

Ham Ginseng


Ham kırmızı ginseng sadece Kore hükümetine teslim edilebilir. Özel
firmalara satılamaz

 
Serbeste dağıtım ve satışı
mümkündür, fakat satım yeri sınırlıdır.




KORE KIRMIZI PANAX GİNSENG
NASIL YETİŞİR   :
 





Uygun koşullarda uzun süre dinlendirilen toprağa ekiminden sonra dikkatli ve
sabırlı bir bakımla yavaş yavaş gelişen Ginseng en erken 6 yıl içinde
toplanabilecek büyüklüğe erişir. Aslında iyi bir ürün elde etmek için 5-6
yıllık bir büyüme sürecini tamamlaması gerekir ki bu takdirde tam gelişmiş
bitkidir ve Kırmızı Ginseng adıyla adlandırılır.Ayrıca Kore'de 100 hatta 400
yıllık olduğu sanılan Kırmızı Ginseng kökleri bulunmuştur.

  Kirli çevre koşulları ve suni gübrelemeye karşı hassas olan bu mucize bitki
kimyasal maddelerle ( gübre veya ilaç ) temas ettiğinde bozulup
çürümektedir.

 
Yılların geçmesiyle Kırmızı Ginseng büyüyüp olgunlaşırken bulunduğu toprağın
bütün faydalı unsurlarını da emmektedir. Böylece tabiatta toprak içinde
erimiş halde bulunan mineral, vitamin gibi tüm organik ve inorganik
maddeleri bünyesine almaktadır. Bu nedenle Kırmızı Ginseng yetiştirilen
topraklar uzun süre ekilmeyecek şekilde fakirleşmektedir.

  Ginseng Kore, Çin, Japonya, Kuzey Amerika ve Sibirya'da yetişir. Bu
türlerin herbirinin ayrı ayrı botanik isimleri vardır. Kore Ginsengine ise "Korean
Red Ginseng" ve "Panax Ginseng" adları verilerek diğerlerinden ayrılmıştır.
Kore'nin iklimi ve toprağı ginsengin yetişmesi için en uygun olanıdır. Kore
Kırmızı Ginsengi iyi imalat standartları (G.M.P) ile üretilir ve devletin
sıkı kontrolleri ile muhafaza edilir. Ayrıca Kore Ginsengi daha fazla
saponin içerir. Tüm bu vasıflarından dolayı Hong Kong'taki ana pazarda diğer
ginsenglerden 5-10 kat daha pahalıya satılır ve yaklaşık 50 ülkeye ihraç
edilir

Kore Hükümeti izniyle ekimi yapılan topraklarda zamanı gelince sökülen
kökler işlenecek fabrikalara getirilirler. Sıkı bir kontrolden geçirilen
köklerin en iyi kalitede olanları seçilir. Seçilen bu kökler yıkanır, özel
bir yöntemle işlenip, kurutulurlar. Bu işlemler sonucu Kırmızı Ginseng
köklerinin renkleri koyu kırmızı bir renk alır ve faydalı etkileri daha da
fazlalaşarak yararlanılacak hale gelir. Naturel şartlar bozulmadan uygulanan
bu süper imalat teknolojisi sayesinde Kore'nin Kırmızı Ginsengi, "Ginsenglerin
Kralı" adıyla anılmaktadır. İmalatları boyunca sürekli kalite-kontrolları
yapılan kökler steril şartlarda işlenip paketlendikten sonra, çay, tablet,
toz, kapsül, extract, vital, tonik ve bunun gibi çok  değişik
preparatlar halinde dünya pazarında satışa sunulurlar. Böylece Uzakdoğu'nun
gizemiyle birlikte gelen bu nadide bitkinin kökleri, şifa ve yepyeni bir
yaşam gücü sunmak üzere hazır beklemektedir.





DÜNYADA KIRMIZI PANAX GİNSENG'İN
KULLANILMASI   :
 

Halen A.B.D.'de kaybettiği sağlığını yeniden kazanmak isteyen 6 milyon
kişi Kırmızı Ginsengi kullanmaktadır. Japonya Sağlık Bakanlığı'nın sayesinde
Japonya'nın 7000 hastanesinde yüzbinlerce hastaya uygulanmak üzere değişik
Kırmızı Ginseng preparatları verilmektedir. İsviçre ve Almanya'da verimi
arttırmak için birçok fabrika işçilerine çay saatlerinde Kırmızı Ginseng
ürünleri sunmaktadır.



DÜNYA BiLiMADAMLARI VE KIRMIZI
PANAX GİNSENG   :
 

Kırmızı Ginseng yaklaşık 2000 yıldan beri Uzakdoğu'da yüksek şifalar için
kullanılmakta ve etkileri hakkında ilk rapor Çinli bir pratisyen hekim olan
TAO-HUNG-CHİNG tarafından hazırlanmıştır. Ayrıca Kırmızı Ginseng hakkında 3
büyük uluslararası sempozyum yapılmış ve dünyanın dört bir tarafından gelen
doktor, araştırmacı ve bilimadamları Kırmızı Ginseng ile ilgili
araştırma sonuçlarını sunmuşlardır. Bunlardan bazıları aşağıdaki tabloda
sunulmuştur.
 


Araştırmacı

Ülke

Konu

Etkileri

Dr.Igarashi
Japonya Karaciğer rejenerasyonu

Karaciğer metabolizması
*rejenerasyonu arttırıyor

*RNA,DNA ve protein sentezini hızlandırır

Dr.M.Kimura
Japonya Diabet *kanın glikoz seviyesini düşürür

*hipoglisemik etkisi vardır

Dr.H.Okuda
Japonya İnsülin bileşenleri *insülin benzeri bileşenler içerir

Dr.V.K.Singh
Hindistan İnterferon üretimi *interferon üretimini arttırır

*viral enfeksiyonlara karşı korur

Dr.I.Murata
Japonya Kanser hastaları üzerindeki etkisi *kansere karşı direnci arttırır

*kanserin yayılmasını önler

Dr.H.Saito
Japonya Antifatik *beyaz kas glikojeninin kullanımını durdurur

Dr.E.V.Avaikan
A.B.D. Antifatik *antifatik etki gösterir

*laktik asit üretimini durdurur

Dr.K.Takagi
Japonya Kan basıncı *kan basıncını düzenler

Dr.N.Yonezawa
Japonya Radyasyon yaralanması *radyasyon yaralanmasını tedavi eder

Dr.S.J.Fulder
İngiltere İleri yaş halsizliği *halsizliği engeller

*ilaç kullanımına tercih edilir

Dr.W.Petkov
Bulgaristan Farmako dinamik etki *fiziki ve ruhi çalışma kapasitesini arttırır

Dr.Y.Yamamura
Japonya Spermatogenez *spermatogenezi uyarıcı etkisi vardır

Dr.S.K.F.Chong
İngiltere Anti-inflamatori özellikleri *hidrokortizonu uyararak iltihaplara engel olur

Dr.T.K.Yun
Kore Kansere karşı etkisi *kanser tümörlerini durdurur

*doğal hücreleri aktive eder

Dr.Brekhman
Rusya Stres üzerinde etkisi *mental aktiviteyi arttırır

*strese karşı organizmayı korur

Dr.K.Karzel
Almanya Kan basıncı *kan basıncını düzenler

Dr.Yun ve Dr.Choi 95
Temmuz'unda Kanser Araştırma Merkezi'nde yaptıkları çalışmaların
sonuçlarını açıkladılar

Bu çalışmada Kore Kanser Merkezi'nde yapılan durum-kontrol çalışmasının
datalarına dayanılarak ortaya çıkarılan çeşitli kanser risklerinin
ginseng kullanımı ile olan bağlantısını ortaya koyuyor. Ginseng
kullanıcılarında kanser oranı yaklaşık %50 oranında kullanmayanlara
oranla düşüyor. Yine çalışmalara göre, ginseng türlerine bağlı olarak en
büyük faydayı Kore Kırmızı Ginseng'inin verdiği görüldü.

Kırmızı Ginseng kullanım süresi ve sıklığının artması ile kanser riski
azalıyor. Kanser türlerine göre: %27 dudak, ağız boşluğu ve yutak
kanseri; %20 yemek borusu; %36 mide kanseri; %42 colorectal kanser;
%48 karaciğer kanseri; %22 pankreas kanseri; %18 gırtlak (larenjit)
kanseri; %55 akciğer kanseri; %15 ovaryum kanseri olarak görülmüştür.
Bununla beraber göğüs, rahim boynu, tiroid bezi ve idrar yolu
kanserlerinde ginsengin tek başına kullanılması sonuçları
değiştirmezken, Akciğer, ağız boşluğu, dudak, yutak ve karaciğer
kanserlerinde; ginseng kullanmayanlara oranla azalmalar kaydetmiştir.

Taik-Koo Yun ve Soo-Yong
Choi

Kanser Patoloji ve Epidermoloji Laboratuvarları. Kore Kanser Merkezi

Kaynak: Cancer Epidemiology, Biomarkers&Prevention,
Sayı:4, Sahife:401-408, Haziran, 1995, Amerikan Kanser Araştırma Birliği
Yayınları




KIRMIZI PANAX GİNSENG
SAPONİNLERİNİN ÇEŞİTLİ FARMOKOLOJİK AKTİVİTELERİ:
 
Kore kırmızı ginsengindeki saponinlerin
aşağıdaki farmakolojik özellikleri vardır.
 




SAPONİN
 
Oleanolik asit
 
Ginsenoside Ro
   
İltihap kurutucu, Detaksifikasyon Anti-trombin, Kan pıhtılaşmasını
engelleyici, Anti-hebatit, Makrofajin aktivisyonu
     
     
Ginsenoside Ra1-3
     
 
     
Ginsenoside
Rb1
   
CNS'i önleyici, Uyku verici, Analjezik, Ataraktik, Antifebrik, Serum
protein sentezi yapımını uyarıcı, Nötral lipit azalmasını önleyici
etkisi, Nötral lipit sentezi yapımını uyarıcı (insülin benzeri
fonksiyon), Kolesterol biosentezi yapımını uyarıcı, Plazmin aktivisyonu,
RNA sentezi yapımını uyarıcı, Adrenal kortex hormonunun salgılanmasını
uyarıcı
   
 
Panaxadial
 
Ginsenoside
Rb2
   
CNS'i önleyici, DNA ve RNA sentezi yapımını uyarıcı, Plazmin
aktivasyonu, Adrenakortikotrofik hormon salgılamasını uyarıcı, Anti-diabetik
     
     
Ginsenoside
Rb
3
     
 
     
Ginsenoside
Rc
   
CNS'i önleyici, RNA sentezi yapımını uyarıcı, Serum protein sentezi
yapımını uyarıcı, Plazmin aktivasyonu, Adrenakortikotrofik hormon
salgılanmasını uyarıcı
   
     
Ginsenoside
Rd
   
Adrenakortikal hormon salgılanmasını uyarıcı
   
     
Ginsenoside
Re
   
CNS'i önleyici, DNA ve RNA sentezi yapımını uyarıcı, Plazmin
aktivasyonu, Adrenakortikotrofik hormon salgılanmasını uyarıcı
   
 
Panaxatriol
 
Ginsenoside
Rf
   
Beyin sinir hücreleri sebebiyle oluşan ağrının dindirilmesi
   
   
Ginsenoside
Rg1
   
CNS'in uyarımı, Yorgunluk giderici, Hafıza ve öğrenme kabiliyetinde
gelişme, DNA ve RNA sentezi yapımını uyarıcı
   
     
Ginsenoside
Rg2
   
Anti-platelet, Plazmin aktivasyonu
   


SAPONİN
   
Panaxadiol
 
Ginsenoside Rh2
 
Kanser hücresi büyümesini engelleyici, Anti-tümör
       
     
20(S)Ginsenoside Rg3
 
Kanser hücresi yayılmasını engelleyici
       
   
Panaxatriol
 
20(S)Ginsenoside Rg3
   
         
     
Ginsenoside Rh4
   
         



KORE
KIRMIZI PANAX GİNSENG'İN FAYDALARI   :
 

SİNİR SİSTEMİ
ÜZERİNDEKİ FAYDALARI


- Merkezi sinir sistemini etkileyerek beyin aktivesini
arttırır

- Hafıza zayıflığını, dalgınlığı, düşünce ve konsantrasyon güçlüklerini
önler

- Bitkinlik, yorgunluk, uykusuzluk ve huzursuzluk hallerini düzenler

- Vücudu canlandırıp zindelik verir

- Zihni ve akli fonksiyonları geliştirir, sinir bozuklukları ve
depresyonlara karşı korur

- Organizmanın doğal savunma mekanizmasını ve dayanıklılığını arttırır

- Genel fiziksel ve zihinsel iktidar ve kabiliyetleri arttırır

- İstemlerimiz dışında çalışan sinir sisteminin salgılarını düzenleyip
dengeli bir şekilde işlenmesini sağlar

- Alkol ve diğer uyuşturucalara karşı merkezi sinir sistemini korur

- Özellikle yaşlı kişilerde sık rastlanan ruhsal ve psikolojik çöküntüleri
giderir

- Modern şehir hayatının her yaştaki insana verdiği stres ve sinir
gerilimlerinde dayanıklılığı arttırır

- Yaşlanmayla ortaya çıkan halsizlik, kuvvetsizlik ve güçsüzlüğü önler

- Gençlik ve zindeliği koruyarak, sağlıklı, uzun bir hayat sürmeyi sağlar


- Yaşlanmayla birlikte gelen beyin hücrelerinin yitimini en aza indirir ve
buna bağlı olarak hatırlama ve öğrenme yeteneğini arttırır

- Sinirsel bulantı ve öğürmeleri önler




KARDIO VASKÜLER (
KALP-DAMAR ) SİSTEM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ


- Kalp ve damar sistemi üzerinde regülatör ( düzenleyici )
görev yapar

- Kalp kasının kasılabilme kuvvet ve yeteneğini arttırır

- Kalp damarlarını kuvvetlendirir, kalp atım hızını ve volümünü ayarlar

- Arterioscleros ( Damar sertliği ) ve kan basıncı düzensizliklerini 
önler ( Hiper ve hipo tansiyonu düzenler )

- Kişisel özelliklere bağlı olarak yüksek kan basıncını (Hipertansiyon)
düşürür

- Düşük olan kan basıncı (Hipotansiyon) güçlendirici tonik ve kan yapıcı
özellikleriyle regüle ederek yükseltir

- Düzenli bir si dolaşım sağlayarak anevrizma (atardamar duvarlarında
şişkinlik), varis (toplardamarlarda kan birikmesi), hemeroid (basur) ve
diğer dolaşım sistemi hastalıklarını önlemede yardımcı olur




ENDOKRİN SİSTEM
ÜZERİNDE ETKİLERİ ( İÇ SALGI BEZLERİ )


- İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını düzeltip bunlara bağlı
hastalıkların tedavisinde yardımcı olur

- Kendiside insülin gibi görev yaparak diabetli (kan şekeri yüksek)
hastaların kanında glikoz düzeyini normal sınırlarda tutar

- Diabete bağlı komplikasyonların oluşmamasına ve oluşanlarında
giderilmesinde yardımcı olur

- Karaciğer üzerine etki ederek karbonhidrat metabolizmasını düzenler

- Dalak ve diğer kan yapıcı organlar üzerine etki ederek kırmızı kan
hücrelerinin yapılmasına yardımcı olur

- Anemi (kansızlık) ve buna bağlı şikayetlerine şifa verir

- Organizmada protein sentezini uyarır

- Karaciğer fonksiyonlarını düzelterek, karaciğer yetmezliklerine şifa verir

- Ter, idrar, süt ve diğer salgıların atılımını arttırır

- Böbrek yetmezliklerinde iyileştirici etkisi vardır

- Diüretik (İdrar fazlalalaştırıcı) etkisi ile böbreklerde fazla su
atılımını sağlar ve idrardaki asit miktarını normale düşürür

- Adrenal kordeksine (böbrek üstü bezi) etki ederek kortizo ve epinefrin
benzeri bir salgı ile organizmanın savunma mekanizmasını kuvvetlendirir

- Kandaki kolesterol (iç yağ) oranını düşürür, dolaşım sistemini düzenler

- Organizmada hormon salgılanımını düzenler

- Erkek ve kadında cinsel soğukluğu önler, doğurganlığı arttırır, gençlik ve
zindelik verir

- Kan tablosundaki bozuklukları düzeltici etkisi vardır. İç ve dış
kanamaların durdurulmasına yardımcı olur




DİĞER SİSTEMLER
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

- Gastro-İntestinal sistem (mide-barsak sistemi) üzerinde
de regülatör görevleri (düzenleyici) vardır

- Mide salgılarını düzenleyip, hazımsızlığı giderir, iştah açar

- İshal, kabızlık, mide ve barsak iltihapları gibi sindirim sistemi
hastalıklarına şifa verir

- Zehirlenme ve iltihaplanmada toksinleri etkisiz kılar

- Dermatozlarda (deri iltihaplanmaları) ve diğer deri hastalıklarında
başarılı sonuçlar verir

- Sivilce ve çıbanları geçme ve çıkmamasına yardımcı olur

- Özellikle yaşlılarda geç iyileşen yara ve iltihapların çabuk iyileşmesini
sağlar

- Doğum sonrası kadınların bakımında ve hastalıkların iyileşme
dönemlerindeki halsizliklerin çabuk geçmesini sağlar

- Ağır fiziki çalışmalar (sporcular, ağır işçiler vb.) ve uzun süreli
zihinsel çalışmalar sonucu görülen zayıflık, takaatsizlik ve isteksizliği
giderir

- Humma hastalığına karşı vücudun direncini arttırır

- Bronşit, astım ve alerjide başarılı sonuçlar verir, organizmayı zararlı
dış etkilerden korur

- Tüberkülozun tedavisi sırasında ve sonrasında güçlendirici olarak yardımı
dokunur

- Geçmişte cüzzam ve çiçek hastalığının tedavisinde bile yaygın bir şekilde
kullanıldığı bildirilmektedir

- Uzay çalışmaları sırasında astronotlara, protein gereksinimlerini
karşılamaları, dirençlerinin kırılmaması ve radyasyona karşı korunabilmeleri
için bol miktarda Kırmızı Ginseng ürünleri verilmektedir

- Sporcuların fiziksel etkinliklerini gerektiği yer ve zamanda
kullanabilmeleri için müsabakalardan önce ve sonra Kırmızı Ginseng kürü
yapmaları tavsiye edilmektedir

- Gelişim bozukluğu gösteren çocuklara ve ameliyat sonrası hastalara, hücre
ve doku yenileyici özelliği nedeniyle verilmesi yararlıdır

- Gut ve Romatizma hastalıklarında şifa verir, dolaşım yetersizliğinin neden
olduğu el ve ayak şişmelerinin, sinirsel bulantı, arthritis, çiçek
hastalığı, ülser, doğum sonrası zayıflıklarında şifa verici etkisi vardır










Kore Kırmızı Ginseng - Mucize Karışım

6 Nisan 2015 Pazartesi

KAYIP MEDENİYET - GÖBEKLİ TEPE













KAYIP MEDENİYET - GÖBEKLİ TEPE


Türkiye’nin
doğusunda, Urfa yakınlarındaki Göbekli Tepe olarak bilinen bölgede,
bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, muhteşem bir tapınak
kompleksini gün yüzüne çıkardı. Karbon testleri bu yapıların yaklaşık
11.500 yıl önce inşa edildiğini yani Stone Henge’den 9000 yıl daha eski
olduğunu ortaya çıkardı. Uzmanlar bunların insanoğlu tarafından yapılmış
ilk yapılar olduğunu düşünüyor. Tarihi tezler, 10.000 yıl önce ortaya
çıkan tarımın Neolitik devrimi tetiklediğini ve insanların avcı
toplayıcılıktan yerleşik düzene geçtiğini ileri sürüyordu. Ancak Göbekli
Tepe kazıları tüm bu varsayımları kökten değiştirecek nitelikte. Bu
büyük keşif, sıralamayı değiştirerek dini, tarımdan da öncesine
yerleştirebilir. İnanma ihtiyacı tapınak inşa etmek için insanları bir
araya getirmiş ve tarımın icadına neden olmuş olabilir mi? Taş devrinden
günümüz modern dünyasına nasıl geldiğimizi bu yapımla yeniden
keşfedeceksiniz