2 Ocak 2016 Cumartesi

"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir? - Bilim

"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir? - Bilim

 

"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir?






"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir?








Hepimizin
yaşadığı ve çoğumuzun neden kaynaklandığını bilmediği uyku felci (halk
arasında karabasan gelmesi olarak biliniyor) olayının neden
kaynaklandığını, ne olduğunu ve nasıl önlenebileceğini haberimizde
anlattık.


















İnsan beyni, bilinen tüm canlıların organları arasındaki en gelişmiş
organdır. Tam olarak çözülemeyen ve son derece karmaşık bir çalışma
şekline sahip olan bu organ, insanların uyumasına, uyanık olmasına ve
uykuya dalma anına göre farklı şekillerde çalışır. Uyanık olduğumuz anda
son derece aktif ve çalışkan olan beynimiz, uyuduğumuz anda da tam
olarak işlevlerini sonlandırmaz ve kendini başka bir çalışma formuna
sokar. Rüyalar gördüğümüz ve dinlendiğimiz bu sürede,
anlamlandıramadığımız olaylardan birisi olan "karabasan gelmesi"
olayını da yaşamamız mümkündür. Herkesin en azından bir kere yaşadığı
ve birçok batıl inancın ortaya çıkmasına neden olan bu olayın neden
kaynaklandığı, ancak gelişen tıp sayesinde çözülebilmiştir.







Bugün bilim dünyası tarafından kanıtlanmış ve anlamlandırılabilmiş olan bu olay, aslında beynimizin yaşadığı basit bir ikililik durumudur.
Beynimizin uykuyu, görüntüyü, bilinçaltını, hareketleri ve diğer birçok
şeyi kontrol eden bölümleri farklıdır. Farklı olmalarına rağmen
birbirleriyle tamamen bağlantılı olan bu bölümler, beyinde bulunan
düzenin karışmaması adına bizim farkında olmadığımız bir sırayla
çalışırlar. Örneğin beynin rüya görmemizi sağlayan bölümü (aslında rüya
görmek tüm beynin dahil olduğu bir işlemdir ancak bazı beyin bölümleri
rüyanın tetiklenmesini gerçekleştirir), beyin uykuya dalmadan asla
devreye girmez. Aksi takdirde halüsinasyonlardan çok daha etkili olan
rüyalar, gerçek hayatta her an karşımıza çıkabilirlerdi ve bu durum asla
iyi bir şekilde sonuçlanmazdı.



Birbirine bağlı olan bu bölümler, beyin uyku durumuna geçtiğinde
birbirlerini tetikleyerek vardiya değişimi yaparlar. Uyku durumunda
vardiyasını sonlandıran beyin bölümlerinin arasında görme, koklama,
tatma gibi hislerin kontrol edildiği beyin bölümleri de yer alır. Bu
nedenle uyku durumunda olan birisinin gözünü açsanız bile görmesi mümkün
değildir. Uyuduğumuz sırada bu bölümlerin devre dışı kalmasıyla
birlikte rüya görmemizi sağlayan bölümler aktifleşir ve durumlarına göre
işlevlerini gerçekleştirirler, yani bazı etkenlere göre rüya görürüz
veya görmeyiz. Halk arasında "karabasan gelmesi" olarak bilinen uyku felci, bahsettiğim beyin bölümlerindeki aktifleşme ve devre dışı kalmanın yanlış şekillerde yaşanmasıyla birlikte gerçekleşir.







Bu durumu çoğu karabasan gelmesi olayının yaşanma şekli üzerinden
açıklayalım. Uyuduğumuz sırada birden gözümüz açılıyor, yatağımızda
bulunduğumuzu görüyoruz ancak hiçbir şekilde hareket edemiyoruz.
İçerisinde bulunduğumuz durumun ilginçliğinden dolayı bir anlık
şaşkınlık ve korku yaşıyoruz ama o an, korkmamız gereken daha kötü
birşeyin olduğunu görüyoruz; odanın en karanlık köşesinde birşey
kıpırdıyor! O tarafa doğru baktıkça merağımız ve korkumuz artıyor ancak
bakmaya devam ediyoruz. Kıpırdayan şey (genelde tamamen gölgeden oluşur,
insan silüetine sahiptir ve son derece korkunçtur) bulunduğu köşeden
ayrılıp bize doğru yaklaşmaya başlıyor. Tam bu sıralarda paniklemeye
başlıyoruz ancak göğüsümüzde birşeyin oturduğu hissine kapılıyoruz (bazı
kişiler gölgenin onu boğduğunu veya gerçekten göğüsüne oturduğunu
söyler), bu nedenle nefes almamız zorlaşıyor. Bu durumun gördüğümüz
şeyden kaynaklandığını düşünüyoruz ve daha çok korkuyoruz. O şey tam
bize yaklaştığını anda da birden zıplayarak uyanıyoruz. Tabii ki o
korkuyla etrafı araştırmaya başlıyoruz ancak hiçbir yerde hiçbir şey
yok... İşte karabasan gelmesi olayı temel olarak böyle yaşanır. Elbette
kişinin durumuna ve korkularına göre hikayede bazı değişiklikler
olabilir, ancak hikayenin özü budur.





 

 Neden Uyku Felci Yaşarız?



Şimdi gelelim bu durumun neden kaynaklandığına. Uyku felci, uyuyan
insanın kontrolsüz bir şekilde uyanmasıyla kaynaklanır. Normal bir
şekilde uyandığımızda beynimiz, uyku ile çalışan tüm bölümlerini devre
dışı bırakır ve konuşma, görme, hareket etme gibi eylemlerimizin kontrol
edildiği bölümleri devreye sokar. Uyku felcinin yaşandığı sıralarda
beyin uyanır ancak bu bölümlerden sadece görme bölümünü
devreye sokar. Uyuyan diğer tüm bölümler, uykuda olmaları nedeniyle
konuşamamamıza veya hareket edemememize neden olurlar. Uyandığımız an
sadece etrafımıza bakabildiğimiz bu ilginç durum, doğal olarak
korkmamıza ve paniklememize neden olur. Gözlerimizin görebilmesinin
rağmen hala uyku durumunda olan beyin, o an yaşadığımız, gördüğümüz ve
düşündüğümüz herşeyi abartmaya başlar.







Uyku felci sırasında gördüğümüz tüm görüntüler, uyku durumunda olan ve
normal çalışma şeklinden daha farklı çalışan beynimize aktarılır. Bu
gibi durumlarda son derece kolay erişilebilir olan bilinçaltı, beynin
yaşadıklarından korkmasıyla birlikte devreye girer ve bizler için son
derece gerçek olan bir senaryo oluşturur. Bilinç altı o kadar
başarılıdır ki, o an başımıza gelebilecek en kötü olayın o karanlık
köşeden, asla tanıyamadığımız (çünkü beyin en çok bilmediğinden korkar)
bir yaratığın çıkması olduğunu bilir ve bunu canlandırır. Karanlık
köşeden çıkan ve tanımlayamadığımız yaratık, bizi korkutmasının yanı
sıra zor nefes almamıza da neden olur ama aslında bunun tek nedeni,
yavaşlamış olan vücudumuza sadece ihtiyacı olduğu kadar oksijen çeken
ciğerlerimizin az çalışmasıdır. Yani zor değil, sadece daha önce hiç
görmediğimiz bir şekilde yavaş nefes alıyoruzdur. Bu olayın yaşanması
sadece biraz korkmanızın dışında size hiçbir şekilde zarar vermez ve
bunu hiç yaşamamış olmak veya ortalamadan daha fazla yaşamak tamamen
normaldir.





(1781 yılında yapılmış olan bu tablo, uyku felcini en iyi şekilde örnekleyen görsellerden birisi olarak kabul edilmektedir)

 

 Nasıl Önlenebilir?



Uyku felcini tam olarak açıkladığımıza ve bu durumun aslında birbiri
ardına gerçekleşen olaylar olduğundan bahsettiğimize göre, sıra bu
olayın yaşanmasını istemeyen okuyucularımızı bilgilendirmeye geldi.
Maalesef yaptığınız anda karabasanları gelmemek üzere odanızdan sürgün
edeceğiniz hiçbir şey yok, ancak bu olayın yaşanmasını en aza
indirgeyebilirsiniz. Bunu sağlamak için yapmanız gereken şeylerin
başında, iyi bir uyku düzenine sahip olmanız ve uykunuzu yeteri kadar
almanız yer alıyor. Uyku felcini oluşturan en büyük unsur, düzensiz
olan, yetersiz miktardaki uykudur. Aynı zamanda fiziksel olarak çok
yorulmak, yoğun stres ve bazı ilaçların kullanımı da uyku felcini
tetikleyebilir. Ayrıca bazı çalışmalara göre sırtüstü uyumak uyku
felcinin yaşanma ihtimalini yükseltebiliyor. Saydığım bu etkenlerden ve
birkaç ilaçtan uzak durarak karabasanları kapının dışında tutmanız
mümkündür.







Not: Bazı insanlar uyku felci yaşadıkları sırada karabasan olarak adlandırdığımız karanlık insan silüetinin yanı sıra yaşlı bir kadın
gördüklerini de belirtirler. Bu kadının bilimsel yönden bir açıklaması
yoktur ancak anlatılan hikayelerden yola çıkılarak, farklı kültürlerde
bulunan bu kadının bilinçaltı tarafından oluşturulmuş olması bir
ihtimaldir. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen
okuyucularımız, buradaki bağlantıda bulunan
belgeseli izleyebilirler. Belgeselin İngilizce olduğunu ve bazı
izleyicileri korkutabileceğini belirtmekte fayda var. 

 

2 Ocak 2016 Cumartesi

"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir? - Bilim

"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir? - Bilim

 

"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir?






"Karabasan Gelmesi" Olarak Bilinen Uyku Felci Nedir, Nasıl Önlenir?








Hepimizin
yaşadığı ve çoğumuzun neden kaynaklandığını bilmediği uyku felci (halk
arasında karabasan gelmesi olarak biliniyor) olayının neden
kaynaklandığını, ne olduğunu ve nasıl önlenebileceğini haberimizde
anlattık.


















İnsan beyni, bilinen tüm canlıların organları arasındaki en gelişmiş
organdır. Tam olarak çözülemeyen ve son derece karmaşık bir çalışma
şekline sahip olan bu organ, insanların uyumasına, uyanık olmasına ve
uykuya dalma anına göre farklı şekillerde çalışır. Uyanık olduğumuz anda
son derece aktif ve çalışkan olan beynimiz, uyuduğumuz anda da tam
olarak işlevlerini sonlandırmaz ve kendini başka bir çalışma formuna
sokar. Rüyalar gördüğümüz ve dinlendiğimiz bu sürede,
anlamlandıramadığımız olaylardan birisi olan "karabasan gelmesi"
olayını da yaşamamız mümkündür. Herkesin en azından bir kere yaşadığı
ve birçok batıl inancın ortaya çıkmasına neden olan bu olayın neden
kaynaklandığı, ancak gelişen tıp sayesinde çözülebilmiştir.







Bugün bilim dünyası tarafından kanıtlanmış ve anlamlandırılabilmiş olan bu olay, aslında beynimizin yaşadığı basit bir ikililik durumudur.
Beynimizin uykuyu, görüntüyü, bilinçaltını, hareketleri ve diğer birçok
şeyi kontrol eden bölümleri farklıdır. Farklı olmalarına rağmen
birbirleriyle tamamen bağlantılı olan bu bölümler, beyinde bulunan
düzenin karışmaması adına bizim farkında olmadığımız bir sırayla
çalışırlar. Örneğin beynin rüya görmemizi sağlayan bölümü (aslında rüya
görmek tüm beynin dahil olduğu bir işlemdir ancak bazı beyin bölümleri
rüyanın tetiklenmesini gerçekleştirir), beyin uykuya dalmadan asla
devreye girmez. Aksi takdirde halüsinasyonlardan çok daha etkili olan
rüyalar, gerçek hayatta her an karşımıza çıkabilirlerdi ve bu durum asla
iyi bir şekilde sonuçlanmazdı.



Birbirine bağlı olan bu bölümler, beyin uyku durumuna geçtiğinde
birbirlerini tetikleyerek vardiya değişimi yaparlar. Uyku durumunda
vardiyasını sonlandıran beyin bölümlerinin arasında görme, koklama,
tatma gibi hislerin kontrol edildiği beyin bölümleri de yer alır. Bu
nedenle uyku durumunda olan birisinin gözünü açsanız bile görmesi mümkün
değildir. Uyuduğumuz sırada bu bölümlerin devre dışı kalmasıyla
birlikte rüya görmemizi sağlayan bölümler aktifleşir ve durumlarına göre
işlevlerini gerçekleştirirler, yani bazı etkenlere göre rüya görürüz
veya görmeyiz. Halk arasında "karabasan gelmesi" olarak bilinen uyku felci, bahsettiğim beyin bölümlerindeki aktifleşme ve devre dışı kalmanın yanlış şekillerde yaşanmasıyla birlikte gerçekleşir.







Bu durumu çoğu karabasan gelmesi olayının yaşanma şekli üzerinden
açıklayalım. Uyuduğumuz sırada birden gözümüz açılıyor, yatağımızda
bulunduğumuzu görüyoruz ancak hiçbir şekilde hareket edemiyoruz.
İçerisinde bulunduğumuz durumun ilginçliğinden dolayı bir anlık
şaşkınlık ve korku yaşıyoruz ama o an, korkmamız gereken daha kötü
birşeyin olduğunu görüyoruz; odanın en karanlık köşesinde birşey
kıpırdıyor! O tarafa doğru baktıkça merağımız ve korkumuz artıyor ancak
bakmaya devam ediyoruz. Kıpırdayan şey (genelde tamamen gölgeden oluşur,
insan silüetine sahiptir ve son derece korkunçtur) bulunduğu köşeden
ayrılıp bize doğru yaklaşmaya başlıyor. Tam bu sıralarda paniklemeye
başlıyoruz ancak göğüsümüzde birşeyin oturduğu hissine kapılıyoruz (bazı
kişiler gölgenin onu boğduğunu veya gerçekten göğüsüne oturduğunu
söyler), bu nedenle nefes almamız zorlaşıyor. Bu durumun gördüğümüz
şeyden kaynaklandığını düşünüyoruz ve daha çok korkuyoruz. O şey tam
bize yaklaştığını anda da birden zıplayarak uyanıyoruz. Tabii ki o
korkuyla etrafı araştırmaya başlıyoruz ancak hiçbir yerde hiçbir şey
yok... İşte karabasan gelmesi olayı temel olarak böyle yaşanır. Elbette
kişinin durumuna ve korkularına göre hikayede bazı değişiklikler
olabilir, ancak hikayenin özü budur.





 

 Neden Uyku Felci Yaşarız?



Şimdi gelelim bu durumun neden kaynaklandığına. Uyku felci, uyuyan
insanın kontrolsüz bir şekilde uyanmasıyla kaynaklanır. Normal bir
şekilde uyandığımızda beynimiz, uyku ile çalışan tüm bölümlerini devre
dışı bırakır ve konuşma, görme, hareket etme gibi eylemlerimizin kontrol
edildiği bölümleri devreye sokar. Uyku felcinin yaşandığı sıralarda
beyin uyanır ancak bu bölümlerden sadece görme bölümünü
devreye sokar. Uyuyan diğer tüm bölümler, uykuda olmaları nedeniyle
konuşamamamıza veya hareket edemememize neden olurlar. Uyandığımız an
sadece etrafımıza bakabildiğimiz bu ilginç durum, doğal olarak
korkmamıza ve paniklememize neden olur. Gözlerimizin görebilmesinin
rağmen hala uyku durumunda olan beyin, o an yaşadığımız, gördüğümüz ve
düşündüğümüz herşeyi abartmaya başlar.







Uyku felci sırasında gördüğümüz tüm görüntüler, uyku durumunda olan ve
normal çalışma şeklinden daha farklı çalışan beynimize aktarılır. Bu
gibi durumlarda son derece kolay erişilebilir olan bilinçaltı, beynin
yaşadıklarından korkmasıyla birlikte devreye girer ve bizler için son
derece gerçek olan bir senaryo oluşturur. Bilinç altı o kadar
başarılıdır ki, o an başımıza gelebilecek en kötü olayın o karanlık
köşeden, asla tanıyamadığımız (çünkü beyin en çok bilmediğinden korkar)
bir yaratığın çıkması olduğunu bilir ve bunu canlandırır. Karanlık
köşeden çıkan ve tanımlayamadığımız yaratık, bizi korkutmasının yanı
sıra zor nefes almamıza da neden olur ama aslında bunun tek nedeni,
yavaşlamış olan vücudumuza sadece ihtiyacı olduğu kadar oksijen çeken
ciğerlerimizin az çalışmasıdır. Yani zor değil, sadece daha önce hiç
görmediğimiz bir şekilde yavaş nefes alıyoruzdur. Bu olayın yaşanması
sadece biraz korkmanızın dışında size hiçbir şekilde zarar vermez ve
bunu hiç yaşamamış olmak veya ortalamadan daha fazla yaşamak tamamen
normaldir.





(1781 yılında yapılmış olan bu tablo, uyku felcini en iyi şekilde örnekleyen görsellerden birisi olarak kabul edilmektedir)

 

 Nasıl Önlenebilir?



Uyku felcini tam olarak açıkladığımıza ve bu durumun aslında birbiri
ardına gerçekleşen olaylar olduğundan bahsettiğimize göre, sıra bu
olayın yaşanmasını istemeyen okuyucularımızı bilgilendirmeye geldi.
Maalesef yaptığınız anda karabasanları gelmemek üzere odanızdan sürgün
edeceğiniz hiçbir şey yok, ancak bu olayın yaşanmasını en aza
indirgeyebilirsiniz. Bunu sağlamak için yapmanız gereken şeylerin
başında, iyi bir uyku düzenine sahip olmanız ve uykunuzu yeteri kadar
almanız yer alıyor. Uyku felcini oluşturan en büyük unsur, düzensiz
olan, yetersiz miktardaki uykudur. Aynı zamanda fiziksel olarak çok
yorulmak, yoğun stres ve bazı ilaçların kullanımı da uyku felcini
tetikleyebilir. Ayrıca bazı çalışmalara göre sırtüstü uyumak uyku
felcinin yaşanma ihtimalini yükseltebiliyor. Saydığım bu etkenlerden ve
birkaç ilaçtan uzak durarak karabasanları kapının dışında tutmanız
mümkündür.







Not: Bazı insanlar uyku felci yaşadıkları sırada karabasan olarak adlandırdığımız karanlık insan silüetinin yanı sıra yaşlı bir kadın
gördüklerini de belirtirler. Bu kadının bilimsel yönden bir açıklaması
yoktur ancak anlatılan hikayelerden yola çıkılarak, farklı kültürlerde
bulunan bu kadının bilinçaltı tarafından oluşturulmuş olması bir
ihtimaldir. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen
okuyucularımız, buradaki bağlantıda bulunan
belgeseli izleyebilirler. Belgeselin İngilizce olduğunu ve bazı
izleyicileri korkutabileceğini belirtmekte fayda var.