30 Kasım 2014 Pazar

Person OF Interest - İlgili Kişi - Şüpheli Şahıs


PERSON OF INTEREST


FRAGMANI İZLEYİN, İNDİRECEKSİNİZ






 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 1131 x 707






 



En
iyi suç henüz işlenmeyendir. Lost’un yaratıcısı J.J. Abrams ve The Dark
Knight'ın senaristi Jonathan Nolan'dan yepyeni bir gizem öyküsü.



Kameralar her yerde! İzliyorlar, dinliyorlar, kaydediyorlar... Sizin
hakkınızda her şeyi biliyorlar! Peki siz onlar hakkında ne biliyorsunuz?
Gizemli bir işadamı olan Mr. Finch, ileride işlenecek suçları önceden
önlemeyi hedefleyen bir bilgisayar programı geliştirir. İlginç bir
karaktere sahip bu milyoner işadamı elindeki programı hayata
geçirebilmek için resmi kayıtlarda ölü olarak geçen Reese adlı eski bir
CIA ajanıyla anlaşır. Kendi kaynakları ve teknolojisiyle, Reese'in
yetenekleri ve sezgilerini birleştiren Mr. Finch'in amacı; gelecekte
işlenecek olan suçları henüz suçlular eyleme geçmeden önlemektir.



Dizinin başkarakteri Mr. Finch rolünü son yılların en sevilen
aktörlerinden biri olan Michael Emerson üstleniyor. Emerson, Abrams'ın
da en gözde oyuncularından biri. Usta oyuncuyu tüm dünyada üne
kavuşturan, J.J. Abrams'ın yapımcılığını üstlendiği Lost dizisinde
canlandırdığı Ben Linus karakteri olmuştu. Dizinin diğer başrolü ise
1991 yılından bu yana sinemalarda izlediğimiz Jim Caviezel'e ait.
Caviziel, son olarak geçtiğimiz yıl mini dizi The Prisoner'ın
başkarakteri olarak ekrana gelmişti.







 






 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480






 







 

29 Kasım 2014 Cumartesi

General Mobile DISCOVERY 4GB Android 4.4 KitKat'a Yükseltme








DISCOVERY 4GB Android 4.4 KitKat'a Yükseltme Zamanı Geldi


Kuruluma Başlamadan Önce

  • Yazılım güncellemesi sonrası tüm verileriniz silinecektir! (rehber, sms, fotoğraf, video)
  • Lütfen tüm verilerinizi
    yedekleyin. Yedekleme işlemi için; Google Play Store’dan yedekleme
    uygulamalarını yada bilgisayar üzerinden çalışan yedekleme programlarını
    kullanabilirsiniz.


NOT: SIM kart rehber hafızası ve MicroSD hafıza kartınızdaki veriler silinmez.


Discovery Resim 1

Güncelleme Dosyasını İndirme ve Kurma




  1. Buradan yazılım dosyasını bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Not: Yükleme için 2GB alana ihtiyacınız vardır.



Çalıştır

  1. İndirdiğiniz dosyayı çift tıklayarak çalıştırınız.

Çalıştır

  1. Programı çalıştırdığınızda
    karşınıza kurulum ekranı gelecektir. Yeşil bant içerisinde kalan alanı
    değiştirmeden kurulumu "Install" butonuna basarak başlatınız.

    Lütfen kurulum tamamlana kadar bekleyiniz!

Driver

  1. Program kurulurken driver
    yükleme uyarısı çıkacaktır. Program kurulumu tamamlandıktan sonra,
    driver kurulu uyarısı gelecektir. Lütfen "Bu sürücü yazılımını yine de yükle" seçeneğini seçiniz.

Kurulum Çıkış

  1. "Exit" Butonuna tıklayarak driver kurulumunu tamamlayabilirsiniz.

Programın Çalıştırılması


Kapatma

  1. Lütfen telefonunuzu güç tuşuna basarak kapatınız.
  2. USB kablosunun telefonunuza takılı olmadığından emin olunuz.

Program

Kurulum sonrasında program otomatik
olarak açılacaktır. Ayrıca, kısayol da masaüstünüzden ulaşabilirsiniz.
Güncelleme için aşağıdaki adımları lütfen izleyiniz.


  1. "CheckSWVer" seçeneğinde bulunan tik işaretini kaldırınız.
  2. "Download" butonuna tıklayın
  3. USB kablo aracılığıyla, telefonunuzu kapalı konumdayken bilgisayarınıza bağlayın.

Driver Kurulumu
  1. Telefonunuzu bağladıktan
    sonra işletim sisteminiz driverları yüklemeye çalışacaktır. Bu işlem
    yaklaşık 3 dakika kadar sürmektedir.

İlerleme
  1. Bu işlem bittikten sonra telefonunuzu USB kablodan çıkartıp tekrar taktığınızda yazılım yükleme işlemi başlayacaktır.

Tamamlandı
  1. Sarı çubuk %100 olup aşağıdaki resimdeki "OK" işaretini görünceye kadar bekleyiniz.


Discovery Kit Kat Yükseltme

Windows 8 Sürücü İmzalama Zorunluluğunu Devre Dışı Bırakma - YouTube

Windows 8 Sürücü İmzalama Zorunluluğunu Devre Dışı Bırakma - YouTube



21 Kasım 2014 Cuma

2001 Uzay Macerasi 1968

2001 Uzay Macerasi 1968 TR HDRip XviD



















IMDB / Web Link

2001, l'odyssée de l'espace
2001, lDirector: Stanley Kubrick
Writers: Stanley Kubrick | Arthur C. Clarke | 1 more credit
Genres: Mystery | Sci-Fi
Release Date: 27 September 1968 (France)
User Rating: 8.3/10 8.3/10 (326,464 votes)
Language: English|Russian
Country: USA|UK
Runtime: 160 min|141 min(cut)|146 min(TCM print)
Storyline:
"2001" is a story of evolution. Sometime in the distant past, someone
or something nudged evolution by placing a monolith on Earth (presumably
elsewhere throughout the universe as well). Evolution then enabled
humankind to reach the moon's surface, where yet another monolith is
found, one that signals the monolith placers that humankind has evolved
that far. Now a race begins between computers (HAL) and human (Bowman)
to reach the monolith placers. The winner will achieve the next step in
evolution, whatever that may be.
Plot Keywords: famous line| monolith| evolution| computer| moon| See All (180)
Taglines: The Ultimate Trip.
IMDB Link: http://www.imdb.com/title/tt0062622/







2001 Uzay Macerasi 1968



 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 570 x 748




Issız
bir yerde, bir grup primat yemek için kavga etmektedirler. Kavgaları,
aniden yanıbaşlarında beliren esrarengiz siyah bir taş sebebiyle
bölünür. Aniden beliren bu taş, primatların ilk defa alet kullanmasını
sağlayacak bir güce sahiptir. Ve böylece evrimin en önemli adımlarından
biri olan akıl kullanımı başlamış, insanların şafağı gelmiştir.

2001’de, bir önceki sahneden 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi aydan
gelen esrarengiz sinyallerin ardında aynı siyah taşı keşfeder. Hem de ay
yüzeyinde. Sinyaller Jupiter’e gitmektedir.

On sekiz ay sonra Discovery’nin güvertesinde, astronotlar David Bowman
ve Frank Poole Jupiter’in gölgesine doğru yola çıkmışlardır. Uzay
gemisinde HAL 9000 adında, yapay zekaya sahip, dünyanın en gelişmiş
bilgisayarı bulunmaktadır. Ve hiç kuşkusuz, bu sonuncunun, kendi
planları vardır...

Arthur C. Clarke’ın bir kısa hikayesinden yola çıkılarak geliştirilmiş
olan bu film çoğu kişi tarafından başyapıt mertebesine oturtulurken
kimileri tarafından da hiç sevilmemiştir. 2001’in birçoğu dini olan
sayısız altmetni içerdiği açıktır.

Kubrick’in kendisi, yaşadığı süre boyunca insanların kafasının karışık
olmasını istediğinden soru işaretlerinin hiç birini aydınlatmamıştır.
Filmlerde karşılaştığımız bilgisayarlar arasında belki de en ünlüsü olan
HAL bu eserde en önemli rolü üstlenen 'canlı'dır.

Filmin Ay’daki sahneleri tasvir edern çekimleri bir yıldan uzun sürede
ve henüz insanoğlu ayak basmadan önce tamamlanmıştır. Neil Amstrong’un
seyahati sonrası Kubrick’in en ince detaya kadar -henüz açıklanmamış-
gerçeklere bağlı kaldığı şaşırtıcı bir biçimde göze çarpar.

2001 kuşkusuz, insanı hayvanlardan ayıran en büyük adımın 'zeka'nın
ortaya çıkması olarak tanımlar ve binlercesinin yanısıra şu soruyu
sorar: bir sonraki ayrım noktası ne? Evrimin bir sonraki basamağı
hangisi? İlkini başlatan dış bir güç müydü? Eğer öyleyse bu kez bizi ne
bekliyor






 

 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 720 x 304


 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 720 x 304


 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 720 x 304




Gogobaba E. Gökhan Kayan's Vizify Bio | Career

Gogobaba E. Gökhan Kayan's Vizify Bio | Career

Doğum tarihinize göre hangi yemeksiniz :)

Ocak 1 - 9 ~ Musakka

Ocak 10 - 24 ~ Kuru Ustu Pilav

Ocak 25 - 31 ~ İmam Bayıldı

Şubat 1 - 5 ~ Kokareç

$ubat 6 - 14 ~ İşkembe

$ubat 5 - 21 ~ Köfte

$ubat 22 - 28 ~ Tantuni

Mart 1 - 12 ~ Suşi

Mart 13 - 15 ~ İmam Bayıldı

Mart 16 - 23 ~ Kuru Ustu Pilav

Mart 24 - 31 ~ Kokareç

Nisan 1 - 3 ~ İmam Bayıldı

Nisan 4 - 14 ~ Tantuni

Nisan 15 - 26 ~Kuru Ustu Pilav

Nisan 27 - 30 ~ Köfte

Mayıs 1 - 13 ~ Suşi

Mayıs 14 - 21 ~ İşkembe

Mayıs 22 - 31 ~ İmam Bayıldı

Haziran 1 - 3 ~ Kuru Ustu Pilav

Haziran 4 - 14 ~ Köfte

Haziran 15 - 20 ~ Musakka

Haziran 21 -24 ~ Suşi

Haziran 25 - 30 ~ Kokareç

Temmuz 1 - 9 ~ Kuru Ustu Pilav

Temmuz 10 - 15 ~ Musakka

Temmuz 16 - 26 ~ İşkembe

Temmuz 27 - 31 ~ Kokareç

Agustos 1 - 15 ~ Suşi

Agustos 16 - 25 ~ Kuru Ustu Pilav

Agustos 26 - 31 ~ Köfte

Eylul 1 - 14 ~ İşkembe

Eylul 15 - 27~ Kokareç

Eylul 28 - 30~ Musakka

Ekim 1 - 15 ~ Suşi

Ekim 16 - 27 ~ Köfte

Ekim 28 - 31 ~ Tantuni

Kasim 1 - 16 ~ İmam Bayıldı

Kasim 17 -30 ~ Kokareç

Aralik 1 - 16 ~ Musakka

Aralik 17 - 25 ~ Suşi

Aralik 26 - 31 ~ İşkembe

Musakka

Cekici
ve populersiniz.. Kolayca arkada$ edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin
tavirlarinizla grup icinde liderlige yaki$iyorsunuz.

Kokareç

Utangac
ve sevimlisiniz. Tanimadiginiz insanlarla konu$mayi sevmez ama
arkada$larinizla her$eyi payla$abilirsiniz. Arkada$ seciminde oldukca
dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz.

Suşi

Yerinde duramayan
birisiniz.Cok arkada$iniz var ve sosyal ya$aminiz cok renkli. Dedikoduyu
biraz seviyorsunuz. Sizi taniyan sizin gibi biri daha olmadigini
du$unuyor. Dikkat cekmeyi cok seviyorsunuz.

Tantuni

Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasil

davranacaginiz pek belli olmuyor. Cogu $eyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yuzden cok ilgi goruyorsunuz.

Kuru Ustu Pilav

Sessiz
sakin ama cok zekisiniz. Dost canlisi, sevilmeyi bekleyen tavirlariniz
ilgi cekiyor. Kucuk bir arkada$ grubu size yetiyor. Fazla populer
olmasaniz da yakinlarinin el ustunde tuttugu birisiniz

İmam Bayıldı

Siz
lider olmak icin dogmu$sunuz. Sozunu dinleten, dedigini yaptiran
birisiniz. Kararli tavirlariniz cevrenizdekileri etkiliyor. Insanlarin
arkada$ olmak isteyebilicegi birisiniz.

Köfte

Uyumlu,
sicakkanli birisiniz. Size nasil davranilmasini istiyorsaniz siz de
herkese oyle davraniyorsunuz. Sadik ve durustsunuz, yapmacik insanlara
ve dedikoduya kar$isiniz.

İşkembe

Cok hassas ve narinsiniz. Kolay a$ik oluyorsunuz.

Ne cok utangac ne cok giri$kensiniz. Arkada$ grubunuzda kirilmamasi icin kollanan birisiniz 






 GoGoBaBa:

Gerçek ismimi sanal ortamda mümkün olduğunca hiç kullanmamaya dikkat
ettim. Sadece sanaldan arkadaş olup buluştuğumuz kişilere söyledim,
onlarda huyumu bilirler ve asıl ismimle hitap etmezler forumlarda
sitelerde, yazarlarsada silerim  veya sildiririm ( tercih meselesi) .
Ama bir ipucu benim ismimden olanlara genelde gogo derler.. (
Anladıysanda buraya yazma genede) İsmimide çook severim aslında.. Ama
dedimya forum ve sitelerde asıl kimliğimi kullanmamaya özen
gösteriyorum. (Anlayışla karşuılarsınız umarım bu kişisel tercihimi)

Ayrıca
beni tanısan 7'siyle 7sinde, 70 'iyle 70 inde olan bir yapım vardır..
Kendi 20 yaş küçük kuzenlerim bile ismim yerine GOGO lafını
kullanırlar.. ( Çokseverler hertürlü dertlerini sorunlarını paylaşırım,
hem abileri , hemde babaları gibiyimdir onlar için)

İçindeki
çocuğu yaşatanlardanım ben, son 6-7 senedir acaip yoğun yaşadım, türlü
türlü dertler, sorunlarla cebelleştim durdum.. Biraz kırdıysam forumdan
hemşerilerimi/arkadaşlarımı bu benim görev anlayışımdandır, ama dışarda
tanıyan kişiler az-çok severler beni. Ama arkadaşlık başka forum
görevlerim sorumluluklarım başkadır, taviz vermemeye çalışırım, burayada
gelen tanıyan eski arkadaşlar bilirler; başka forumlarda sitelerde
mailgruplarında  belli bir çizgim vardır. Üye/vip/MOD/Global MOD/Admin
ve site yöneticiliği yaptım ve yapıyorum çoğu yerde.. Herkesi memnun
etmek zordur, ama bazen yaptığım yapacağım şeyler  forumumuzun işleyişi,
düzeni için gerekli olan şeylerdir, bu konuyda çok ödün vermemeye
çalışırım/çalışacağım bundan sonrada.

Ben 3 senedir yaklaşık ortalama 16saat internette zaman gecirdim.. ( görev adamıyımdır, sorumluluklarımı yerine getirirm)
Ama
hayatım internet değildir, özellikle MSN ve diğer CHAT programlarını 
iş haricinde kullanmamya özen gösteririm, Anlamsız hiçbir yararı olmayan
sohbeti GEYİK diye nitelendirirm. İnterneti bilgi ve paylaşımı için
kullanırım. Kendime ait sitem vardı, telif hakları kanunu çıkmadan önce
kapattım.. Sinema ve yanabcı dizi manyağı diyebilirim kendim için, film
festivallerinde dıolaşır dururdum. Asıl mesleğim Muhasebe. Bazı sağlık
sebeblerinden ötürü Üniversiteyi bitirip uzun süre muhasebecilik
yaptığım halde Serbest Mali Müşavirlik stajımı yapmadım, mesleğimi icra
etmiyorum.. Baya birkurs , seminer, sertifika eğitim programlarına
katıldım. Muhasebeyle alakasız birdolu şeylerle uğraştım,
M.E.Bakanlığına bağlı UTEM resepsiyon kursu alıp Antalya/Kaş'a AquaPark
otele staja bile gittim. Gezmeyi acaip severim. Çok sosyal idim eskiden,
şimdi internete kapıldım sanacaksınız ama asla, diğer forumlarda Forum
etkinliklerinin demirbaşıyım. Biz bu forumda yapamadık belki ama 4 ayrı
internet forumunun üyeleri ile 4 kez İFTAR etkinliği düzenledik. Bu yaz
Tiyatro grubu ile 2 piknik düzenledim. Daha gecen Ramazan bayramının 2.
günü hem bayramlaşma hemde bowling turnuvası yaptık.. ( burayada üye
olanlar ne kadar eğlendiğimizi yazarlar belki)

Memleketimi ve
hemşerilerimi çok severim, aslında Yaratandan ötürü yaratılanları çok
severim. Her insanın yaşına bakmadan kıymeti vardır bende.. Ama dedimya
biraz görev adamıyım olması gerekeni tecrübelerim doğrultusunda yaparım
uygularım forumlarda/sitelerde..Biraz ters gelsede yapılması
gerekenlerdir çoğusu..

sevgi ve saygılarımla... 
gogo

Aslında az ve öz yazarım genelde ama sanırım benimde çenem düşmeye başladı eski günlerdeki gibi, hayra delalet olsun..

Ben TANTUNİ çıktım doğum tarihime göre... Muhabbet gereği biraz ekleme yaptım, sürçi lisan yaptıysak affola..





Alıntı

Doğum tarihinize göre hangi yemeksiniz :)

Kirliydi yaşamaktan utanıyordu, Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.

Kirliydi yaşamaktan utanıyordu, Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.
 
Şiirin Sözleri:
Mehmet Tokat / Yarali Gül
Bu gece sen onun yüzüne açılmaz bir kapı kapattın. 
Kirli, paslı menteşelerin sesinde sıkıştı yüreği 
Kirpikleri hissetti yokluğunu 
Büktü boynunu deprem bu… 
Aylar sonra bir oda dolusu yalnızlığıyla sokaktaydı 
Sicim gibi bir yağmur yağıyordu. 
Bir kenti boydan boya temizliyordu 
Sokakta kimsecikler yoktu 
Köpekler bir köşeye sinmiş onu gözetliyordu 
Kirliydi yaşamaktan utanıyordu 
Tir tir titriyordu yüreği 
Yaralı bir güvercin gibi… 
Oysa bu yürek bir zamanlar 
Güneşe ateş vermiş cehennemde buz satmıştı 
Şimdi köpekler onun için ağlıyordu. 
yorgundu, konuşamıyordu. 
Şu hayatı sırtından atamıyordu, 
Yerde kuru bir ayrılıkla bir kuş ölüsü yatıyordu 
Bir deli rüzgar ellerindeki tozu aldı 
Ne bir dost kaldı yanında, 
Ne de bir düşman aklında… 
Zor bir gün Önünü göremiyordu 
İnsanlar çığlık çığlığa yüzünü seçemiyordu 
Gözlerinde aşksız ayrılık vardı 
Kirpiğinden yüreğine saplanan 
Paslı bir tren gibi geçip giden ellerinde. 
Bir yalnızlık adımlarıyla büyüyen 
Belli değildi kimin sevdası kimin yüreğinde 
O aşkını taşırdı hayatın ta orta yerinde 
Sırtında ayrılık dilinde küfür 
Ben gidiyorum sen uyuyorsun. 
Pahalı bir kedi gibi sıcacık hayellerinin dibinde, 
Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim. 
Ben gidiyorum sen uyuyorsun 
Ben gidiyorum sen susuyorsun. 
Susmanın güzelliğinde suskunluğunla boğuluyorsun 
Siliyorum dudağında kalan yalanı 
Yalan doğuruyorsun,dokundukça ellerimde çoğalıyorsun. 
Ben geldiğim yoldan; 
Geldiğim gibi acılara bezenip 
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum 
Bir kapı kapandı 
Bu gece benimde gözlerimin içine 
Kirpiklerim hissetti yokluğunu 
Büktüm boynumu deprem bu. 
Tenime değdim kokun sinmiş mi diye 
Sol elime baktım; bahar gibiydin 
Avucuma kuşlar kondu parmağıma yıldızlar 
Bir nehir oldun aktın gittin 
Sağ elime baktım; Cehennemdin, ayrılıktın, kordun 
Deprem bu bir hayat yandı bitti kül oldu 
Adaklar yüreğimden geçip gitti 
Tutabilseydim birini 
Korkmadan kesebilseydim eğer 
Biliyorum gelecektin 
Zoruma gidiyor zor bir gün 
Biliyorum zorla güzellik olmaz 
Oysa çirkin olmak vardı 
Kovsan da kapından gitmemek vardı 
Ama bir yüzün vardı; ellerimde kaybolan 
Öyle bir küçüldüm ki; artık büyüme zamanı 
Ey sevdalılar; eyy dostlar; 
Var olan bütün güzellikler 
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar 
dağlar,taşlar elveda 
Elveda ey sahil kasabaları gidemediğim köyler kentler 
Ey sırtında hayatı taşıyan insanlar 
Ey gagasında son bir tebessüm kalan martılar 
Ey ölmüş çocuğunun alnını öpen analar 
Siz kalın sağlıcakla 
Ben gidiyorum 
Gözlerinizden akan iki damla isyan olsun 
Bu bana yeter elveda yaralım elveda 
Kırkıncı kapıyı kapadım elveda.. 
Dağlarin Mektebi bir baska. 
Mehmet Tokat

Nakarat Kısmı:
Sen yaralı gülüm benim dağ eteğinde açan,
Ben garip bir güvercinim umuda kanat çırpan...


http://youtu.be/CnlINotjJbI





Mehmet Tokat - Ahmet Şafak - Naşide Göktürk- Yaralı Gül - Sesli Şiir

Gereği yok şarkı söylemenin,şiir yazmanın

Anlamı kalmadı artık sensizliğin
Sana adadığım hüzün kokan gecelerin.
Varlığını hissetiğim gündüzlerin
Önemi yok artık,dakikaların saatlerin

Beni kaybediyorsun gün be gün Damla dala

Anlamı kalmadı artık renklerin Maviyi,yeşili az bilsin,
kulagin sagir. Kör olmuşsa yüreğin
varsin aksin cesmedeki su gibi zaman
Anahtarı kaybolmuş menteşesi çıkmıssa bu sevdanin


Beni kaybediyorsun günbe gün, damla...damla....

Seninle güseldi, akşam sefası Seher vakti gün ortası
Şimdi bir yerlere gizlendi sabah güneşi
Artik Sigaramın tadı kaçrı,şarabımın neşesi

Beni kaybediyorsun duman duman yudum yudum
Anlamı kalmadı konuşmanın Artık susmak lazım
Gereği yok şarkı söylemenin,şiir yazmanın
Özlem çekerek efkar dağıtmanın

Beni kaybediyorsun satır satır
Artık zamanı geldi kapıları kırmanın
Pencereleri açıp güneşi içeri almanın

Anahtarı kaybolmuşsa,menteşesi çıkmışsa bu sevdanın
Varsın aksın çeşmedeki su gibi zaman
Beni kaybediyorsun günbe gün, damla...damla....
 
Mehmet Tokat


                            

11 Kasım 2014 Salı

4 Kasım 2014 Salı

Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır? - Radikalist

 Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır?

Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır?
İngilizce'de
Halloween olarak bilinen, dilimize Cadılar Bayramı olarak geçen 31 Ekim
Hristiyan dünyasında neden kutlanıyor? Halloween kelimesi nereye
dayanıyor? Cadılar bayramı nedir ve neden Hristiyan dünyası için bu
kadar önemli?

Haber:
EDA UTKU
- eutku@radikal.com.tr
/ Arşivi
İngilizce’de
Halloween olarak bilinen, dilimize Cadılar Bayramı olarak geçen 31
Ekim, bütün Hristiyan dünyasında kutlanıyor. Cadılar Bayramı'nın kökleri
aslında Pagan döneme ve sonrasında ilk Hristiyan uygulamalarına kadar
gidiyor. Başlarda hasat zamanının bitmesi ve kışın başlamasını temsil
eden Cadılar Bayramı, Hristiyanlığın etkisiyle beraber bambaşka bir
anlama kavuşmuş özel bir gün.



1.Kafamızda deli sorular





Bugün Cadılar bayramı, başta Batı dünyası olmak üzere pek çok ülkede
kostüm partilerine katılmak için bir bahane haline geldi. Çocuklar
korkunç kıyafetlerin yanında prens ve prensesler gibi, ya da hayran
oldukları süper kahramanlar gibi giyinerek, kapı kapı dolaşıyorlar ve
şeker topluyorlar. Peki neden? Tüm bu tantana, bu çılgın kıyafetler ve
pahalı partilerin amacı ne? Nereden geliyor bu cadılar bayramı?



2.Halloween ne demektir?





Cadılar Bayramı’nın eski dildeki söylenişi olan Hallowe’en, “Tüm Kutsalların Akşamı” anlamına geliyor. Ancient Origins sitesinden Liz Leafloor’un haberine göre
Cadılar Bayramı ilk olarak İngiltere, İrlanda ve İskoçya’da,
Hristiyanlık öncesi dönemlerde kutlanmaya başlamıştı. Keltler hasat
bayramının bittiği gün olarak kutlarken, yüzyıllar sonra tarih sahnesine
çıkan Hristiyanlar ise bugünü tüm kutsal azizleri ve din adına hayatını
kaybeden şehitleri anmak için kutlamaya başladılar.



3.Samhain Bayramınız mübarek olsun





Bu kutlama, Kuzey İskoçya’da yaşamış olan Gallerin kültüründe bulunan
Samhain adlı festivalin ritüelleriyle de uyuşuyor. Kışın gelmesi ve
mevsimlerin değişmesinin kutlandığı Samhain günü, pek çok Hristiyanlık
öncesi kaynakta da kendine yer buluyor. Uzun kış gecelerinin başlamasına
karşı bugünde ateşler ve mumlar yakılır, bu da güneşi temsil ederdi. Bu
gecede aynı zamanda ölmüş olan akrabalar da anılırdı. Samhain gününde
yaşayanlar ve ölüler arasındaki bağın güçlendiği, ölen kişilerle
bağlantı kurmanın mümkün olduğu düşünülürdü. Ziyarette bulunacağı
düşünülen ölüler için şölen sofraları kurulur, içkiler servis edilirdi.
Perilerin ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan ruhların bu şekilde
mutlu edilmesiyle, yaşayanların dünyasında kış boyunca sağlık ve iyi
talihin hüküm süreceğine inanılırdı. Samhain festivalinin ritüelleri
günümüzdeki Cadılar Bayramı partileriyle karşılaştırıldığında, Cadılar
Bayramı’na referans olabilecek en eski etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.


Cadılar bayramı için IŞİD militanı oldular!




4.Baba, oğul, kutsal ruh ve “Cadı”



Hristiyanlığın egemen olmaya başlaması batı dünyasındaki bütün pagan
inanış ve ritüelleri de baştan aşağı değiştirdi. Kilisenin gücünü
artırdığı dönemlerde Samhain Bayramı da haliyle biraz şekil değiştirdi.
Cadılar Bayramı ya da Samhain’in Tarihi (The History of Halloween or
Samhain) adlı kitabında Jack Sanito şöyle diyor: Samhain gibi pagan
bayramlarını bitirmek için uğraşan Hristiyanlar, bu gün yapılan
kutlamalarda büyük değişiklikler gerçekleştirdi. MS 601 yılında Papa
Gregory bir emir yayınlayarak, Hristiyan misyonerlerin bu tip yerel
inanışları ve gelenekleri değiştirmelerini istedi. Ancak bunu yaparken
zorlama yoluna gitmemelerini de istedi. Örneğin misyonerler ağaca
tapınan insanlar görürlerse, bu ağacı kesmek yerine onu Hz.İsa adına
kutsayacaklardı. Daha sonra isteyenler bu ağaca tapınmaya devam
edebilirlerdi. Bu “inanış açılımı” Samhain Bayramı’nı zaman içerisinde
Cadılar Bayramı’na dönüştüren bir sürecin başlamasına sebep oldu.



5.Bir dilim “ruh pastası” alır mıydınız?





12. yüzyıla gelindiğinde Hristiyanlığın başlattığı bu uygulama biraz
daha değişti. 31 Ekim’de şehir ve kasaba meydanlarına çıkan siyah
kıyafetli kişiler ağıtlar yakıyor ve zil çalıyorlardı. Hristiyanlara
çağrıda bulunan bu kişiler, ölmüş kişilerin zavallı ruhları için dua
edilmesini istiyorlardı. Günümüzdeki Cadılar Bayramı’nın kostümlü
kutlamaları da işte bu ritüele dayanıyor. Etkinlikler o dönemde sadece
kostümlerle sınırlı kalmıyordu, 31 Ekim’e özel “Ruh Pastaları”
pişiriliyor ve herkese dağıtılıyordu. Bu uygulamanın da bugün kapı kapı
dolaşıp şeker isteyen çocukların geleneğine öncülük ettiği düşünülüyor.
Pasta pişirilip dağıtılması uygulaması İngiltere, Almanya, Belçika,
Avusturya ve İtalya’da uygulanmaktaydı.



6. Neden balkabağı?





Cadılar Bayramı’nın tüm dünyada en önemli sembollerinin başında
balkabakları geliyor. Balkabaklarının içini oyarak korkunç yüzler çizmek
ve içinde mum yakma geleneği, o evde Cadılar Bayramı’nın kutlandığına
dair bir işaretti. Bugün de kullanılan balkabağı uygulaması, İrlanda ve
İskoçya’da ise turpların içine yapılıyordu. Hangi maddeden yapılırsa
yapılsın, bu uygulama sayesinde kötü ruhların korkutulacağı
düşünülüyordu.

Ünlüler ve ünsüzlerden en çılgın cadılar bayramı kostümleri




7. Süpürge, seks ve Rock N’Roll: Cadılar imajı nereden çıktı?



Ay’a karşı resmedilen, sivri şapkalı, sihirli süpürge üzerindeki cadı
görüntüsü artık kemikleşmiştir. Cadılar Bayramı boyunca her yerde bu
görüntüye rastlamak mümkündür. Ancak cadıların neden böyle resmedildiği,
neden süpürgeye bindikleri, daha az kişi tarafından bilinir.


Atlas Obscura’dan Dylan Thuras’ın haberine göre,
süpürgeye binen cadı imajının ardında oldukça fallik bir sembolizm
bulunuyor. Süpürge, kadınların eve ait oluşlarını sembolize ediyordu.
Ancak süpürge de fallik bir objeydi; bu yüzden de süpürge üzerinde
yolculuk etmesi kadınların cinselliğini çağrıştırıyordu. Bu da
kadınsallık ve evcilliğin çıldırması demekti. Ataerkil görüşteki herkes
için oldukça korkutucu bir tanımlama. Ancak burada söz konusu olan
yalnızca kadınlar değildi. Kadınların süpürgeyle uçması konusundaki ilk
referans; cadı olduğundan şüphe edilen bir erkeğe, Paris yakınlarındaki
St Saint-Germain-en-Laye’da yaşayan Guillaume Edelin’e aitti. 1453’te
cadılık suçlamasıyla işkence gördüğü sırada cadıların süpürgeye
bindiğini söylemişti. Bu da tarihte cadılar ve süpürgeler arasında
kurulan ilk bağlantıydı.


8.Süpürge miti





Hristiyanlık öncesinde doğa güçlerine tapılan Pagan döneminde,
kadınların doğurganlığının artması için yapılan bir ritüel vardı. Ritüel
sırasında, hepsi de fallik öğeler olarak görülen direkler, yabalar ve
süpürgeler kullanılıyordu. Bu objeleri kullanan insanlar, onları
bacaklarının arasına alıp mümkün olduğunca yükseğe zıplamaya
çalışıyordu. Böylece ekinlerin de onların yüksekliğine kadar uzayacağı,
verimli bir yıl geçirileceğine inanılıyordu. Paganlar, süpürgeler,
fallik doğurganlık sembolleri, havaya zıplamalar… Hepsini bir araya
getirdiğinizde, “uçan cadı” mitini yaratacak öğeleri elde etmiş
oluyorsunuz. Öte yandan süpürgeli cadılar mitine dair daha iştah açıcı,
daha açık şekilde anlatılan bir hikaye daha var…



9. LSD’nin antik ataları: Halüsinasyona sebep olan iksirler





Süpürgeyle uçmanın dışında cadılara dair, Cadılar Bayramı’nda
karşımıza çıkan en yaygın ikinci görüntü de, kazanda bir şeyler
pişirmeleri ya da karıştırmaları. Peki tam olarak ne pişiriyorlardı?
“Havada uçan cadılar” konusundaki ilk raporlarla aynı dönemlerde,
“uçuran ilaçlar” konusunda da bazı şikayetler alınmış.


Tarih öncesi çağlardan beri şamanlar, ritüellerinde halüsinasyona
sebep olan bitkiler kullanırdı. Ortaçağ Avrupa’sında, halüsinasyona
sebep olacak bazı bitkilere erişim oldukça kolaydı. Bunlardan bir tanesi
çavdar küfüydü ve içinde ergot mantarı bulunuyordu. Hayli güçlü bir
halüsinojen bitkinin insanlar üzerindeki etkisi, LSD’ye bir hayli
benziyordu. Bunların dışında banotu, ölümcül köpek üzümü, adamotu da
halüsinasyona sebep olan bitkilerdi ve 1563 yılında Johann Weyer’in
yazdığı Praestigiis Daemonum eserine bakılırsa, bunların hepsi “uçan
ilaçlar”ın içinde bulunan malzemelerdi.


Ancak bu yukarda saydığımız bitkilerle herhangi bir içki ya da iksir
yaratmanın etkileri ölümcül olurdu. Zira bu bitkilerin bir araya geldiği
herhangi bir iksir, içen kişiyi en azından çok çok hasta eder, hatta
ölümüne bile sebep olabilir. Öte yandan bu iksirleri sindirmek için, onu
içmekten başka yöntemler de var. Örneğin bunların koltuk altına
sürülmesi, anüsten alınması, hatta kadınların vajinalarındaki mukus
zarından da almaları mümkündü. Bunu da süpürgelerinin yardımıyla,
merhemleri süpürgenin üst kısmına sürerek yapıyorlardı.



10. Cadılar bahane, parti şahane…





Bir zamanlar hasatın bitişi ve kışın gelişi anlamında kutlanan
Cadılar Bayramı, bugün kostüm partilerine katılmak için bir bahaneye
dönüştü. Büyükler komik kıyafetler giyerek parti parti dolaşırken,
küçükler de en sevdikleri süper kahraman ya da çizgi film karakterinin
kıyafetini giyerek, bütün bir gece şeker topluyorlar. Bugün bu bayram
oldukça zararsız ve neredeyse tamamen eğlence amacıyla kullanılıyor
desek yanlış olmaz. Mesele zaten cadılar olsaydı, bir zamanlar “Cadı
avı” ile kasıp kavrulan batı dünyası, cadılıkla suçlanan ve idam edilen
binlerce insanın hakkını, böyle maneviyatı boşaltılmış bir bayramla
ödeyemezdi…



Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır? - Radikalist

http://www.radikal.com.tr/radikalist/cadilar_bayrami_nedir_neden_kutlanir-1222475





Ünlüler ve ünsüzlerden en çılgın cadılar bayramı kostümleri

Ünlüler ve ünsüzlerden en çılgın cadılar bayramı kostümleri
Cadılar
bayramı her ne kadar batılı ülkelerde olduğu kadar ülkemizde coşkuyla
karşılanan bir etkinlik olmasa da, bazı mekanlar özel cadılar bayramı
geceleri düzenleyebiliyor. Bu etkinliklerden birine katılmak isterseniz
ve hala aklınızda bir kostüm fikri yoksa, bu çalışmalar ufkunuzu
açabilir. İşte ünlü isimler ve sıradan insanlardan en çılgın cadılar
bayramı kostümleri!
Kimisi
korkutma amaçlı, kimisi ise sadece dikkat çekmek istiyor ama hepsinin
ortak gayesi bir akşamlığına bile olsa olduklarından farklı görünmek.
Cadılar Bayramı Ekim ayının son gününde tüm Hristiyan dünyası tarafından
kutlanan ilginç bir gün. Balkabaklarıyla, süpürgelerle ve hayalet
kostümleriyle
klasik
kutlama yapanların dışında günümüzde özel tasarlanan
kostümlerle Cadılar Bayramı tam anlamıyla bir kostüm bayramına dönüşmüş
durumda. İşte size en çılgın cadılar bayramı kostümleri!


Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır?
 
1. Nicki Minaj





2. Jennifer Lopez





3. Fergie





4. Sandra Bullock





5. Heidi Klum





6. Jennifer Lawrence





7. Katy Perry





8. Kim Kardashian





9. Nick Cannon ve Mariah Carey





10. Lady Gaga





11. Rihanna





12. Miley Cyrus





13. Paris Hilton





14. Bu sefer zombi Rihanna





15. Iggy Azalea





16. Scarlett Johansson





17. Beyonce





Şimdi de sıra ünsüzlerin en yaratıcı kostümlerinde...


18. Şirinler





19. Kafa nereye biz oraya...





20. Yaşlı bir köpekcik





21. Nur topu gibi bir kocanız oldu





22. Bu olmamış...





23. Sıkı dostlar için güzel bir fikir...





24. İnsan yakalayan dinozor





25. Banyodaki Sims karakteri





26. Bir gecelik ilişki anlamındaki "One Night Stand" sözünü çok yanlış anlamış... Bu da "Bir gecelik stand" kıyafeti...





27. Yakalandı!





28. Bozuk para





29. Jabba'ya getir! Star Wars'taki Prenses Leia'nın Jabba the Hutt'ın mahkumu olduğu sahne...





30. Lego çetesi korkutmadı...





31. Zombi anne





32. Köpek mi kaplan mı? Müthiş bir kamuflaj...





33. Cadılar Bayramı'nın en kötü kıyafeti de bu herhalde... Ne demek istiyor anlayamadık.





34. Bu da Türkiye'den. Trakya'da 31 Ekim gecesi
kutlanan "Bocuk Günü"nde halk hayalet gibi giyinerek sokağa çıkıyor.
Edirne'nin Keşan ilçesinde çekilen bu fotoğrafta da, Orta Çağ'dan
kaldığı belirtilen eğlence kültürünü devam ettiren gençleri görüyoruz. E
tabi olay Trakya'da geçice, korkunç kıyafetler giyenlere şeker değil
lokma tatlısı dağıtılıyor.



http://www.radikal.com.tr/radikalist/unluler_ve_unsuzlerden_en_cilgin_cadilar_bayrami_kostumleri-1222430?scenario_id=ilgilihaberradikal&action=click&label=haberdetay3&widget_id=6015303016907688


Gerçekten yaşanan, bu yüzden iyice korkunç olan 16 olay

Gerçekten yaşanan, bu yüzden iyice korkunç olan 16 olay
Bu
gece yalnız başınıza uyuyacaksanız, belki de bu listeyi okumamanız daha
iyi. Zira bu listedeki olayların tamamı gerçekte yaşanmış şeyler...
Teknolojinin
ilerlemesiyle beraber çeşitli fotoğraflar ve videolar bizi pek de
korkutmaz oldu. Artık videolarda özel efekt kullanıldığını, çoğu
fotoğrafın da manipüle edildiğini biliyoruz. Fakat antik Mısır’dan
kalma, muhtemelen 4 metrelik birine ait olan parmağı görünce korkmamak
elde değil.


İşte gerçekten yaşanmış, bir hayli korkutucu 16 olay…


1. “Cesedini bulamazlar” sözünün gerçek olmaya yaklaştığı o an





Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafın altına şu not düşülmüş: “Dün
gece ailem dışarı çıkmıştı ve evde tek başımaydım. Gün ve gece boyunca
aralıklarla kar yağdı. Ertesi sabah kahvaltı yapmak için mutfağa
indiğimde, gece pek de yalnız olmadığımı fark ettim.”






2. ‘Terk edilmiş’ bir ev









3. Yoldan çıkmış bir kostüm partisi mi, yoksa gelmiş geçmiş en garip seks partisi mi?









4. Fotoğrafı bile rahatsız eden tarikat töreni 






İtalya’da garip bir tarikatın töreni. Fotoğraf bir baskın sırasında
mı çekilmiş, yoksa töreni izlemeye gelen birisi mi çekmiş, bilinmiyor.
Fakat yerde kan revan içinde bedenler olduğunu görmek mümkün.






5. Mısır’ı bir dönem devlerin istila etmesi olasılığı





Fotoğraftaki kesik parmak antik Mısır’dan kalma. “Ne var bunda,
mumyadan kopmuş bir parmak işte…” deyip geçmeyin. Bu parmağın uzunluğu
38.1 santim. Bu da demek oluyor ki muhtemelen 4 metre 8 santim
uzunluğunda birine aitti. Acaba Mısır bir dönem devler tarafından istila
mı edildi?






6. 1991’de çekilen, gerçek bir ultrason görüntüsü









7. Küçük bir çocuğun yaptığı korkunç çizim






“Kendini öldür. Seni bekliyoruz”


8. Devasa bir kum fırtınasıyla karşı karşıya kalan küçücük bir tekne





Fotoğrafın çekildiği balıkçı teknesi bu anlardan sağ kurtuldu mu bilmiyoruz.


9. Denizdeki dev yaratık





1940’larda çekilen bu denizatı fotoğrafında, yüzgeci ve kuyruğu
görünen bir yaratık var. Sorun şu ki, yaratığın kuyruk ve yüzgeci
arasındaki mesafe 64 feet, yani yaklaşık 19.5 metre. Bu kadar büyük
yaratık ne olabilir? Bazı uzmanlar Megalodon adıyla bilinen, büyük beyaz
köpekbalıklarının atası olan balıkların son temsilcisi olabileceğini
söylüyor. Ama kesin olarak bilmek imkansız tabii.



10. Sörfçülerin korkulu rüyası





Ahtapot ihtilası mı, göz yanılmasına sebep olan yosunlar mı, yoksa
binlerce uzvu olan tek bir yaratık mı? Her halükarda kimsenin
karşılaşmak istemeyeceği bir görüntü…






11. Google Street View görüntüsü





Fransa’da sokak sokak gezen Google Street View arabasının yakaladığı
görüntü tüyler ürperten cinsten. Google’da bu lokasyonu arattığınızda,
garip yaratığın bulanıklaştırıldığını göreceksiniz. Bazıları bu
yaratığın “Gooda” adında, insanların arasında gizlenerek yaşayan bir
yaratık olduğunu söylüyor. Bazıları ise basit bir Cadılar Bayramı
dekorasyonu olduğunu… bazı insanlar ise bu fotoğrafa baktıklarında
herhangi bir gariplik görmediklerini, yalnızca bisikletinin yanında
duran küçük bir çocuğu gördüklerini söylüyorlar.






12. Bir yılan, kocaman bir yarasayı yerken









13. Seri katil Ed Gein’in, gerçek insan derisinden yaptığı eldiveni










14. Koyunların sessizliği






Flaşla çekilen bir fotoğrafta koyunların gözleri parlamış. Buraya
kadar her şey normal. Fakat sürüdeki istisnasız her koyunun neden
gözlerini dikip fotoğrafı çeken kişiye baktığını bilmiyoruz.





15. Uzaylıya benzer bir kalamar





Sosuna bana bana yediğimiz kalamarların en gariplerinden birisi…
Bigfin Kalamarı olarak bilinen bu yaratık, 2007 yılında, Meksika
Körfezi’nden 229 metre açıkta görüntülenmiş. Söz konusu yaratıklar
nadiren görülüyor ve bu yüzden de kimse tarafından incelenemedi. Nereden
geldikleri, neden upuzun kolları olduğu ya da hangi türe mensup
oldukları konusunda çok az bilgi var ve şu ana kadar
görüntülenebilenlerinin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.






16. ‘Nükleer Medusa’





Gerçek hayatta bu görüntüye baksaydınız mutlaka ölürdünüz. Zira bu
fotoğraf, insanlığın bakanı taşa dönüştüren yarı Tanrı Medusa’yı
yaratmaya en çok yaklaştığı anı gösteriyor. Görüntü Çernobil’deki
nükleer santralin bodrum katında çekilmiş. Santraldeki bir reaktör
çekirdeği erimiş ve bu görüntü ortaya çıkmış. “Fil Ayağı” da denilen bu
materyal yüzlerce ton ağırlığında ve birkaç metre genişliğe sahip.
Fotoğraf, bu materyalin bulunduğu koridorun sonundan uzatılan bir ayna
yardımıyla çekildi. Zira fotoğrafı çekmek için gönderilen uzaktan
kumandalı fotoğraf makinası, radyasyon sebebiyle anında yok oldu.





http://www.radikal.com.tr/radikalist/gercekten_yasanan_bu_yuzden_iyice_korkunc_olan_16_olay-1222353?scenario_id=ilgilihaberradikal&action=click&label=haberdetay2&widget_id=6015303016907688









30 Kasım 2014 Pazar

Person OF Interest - İlgili Kişi - Şüpheli Şahıs


PERSON OF INTEREST


FRAGMANI İZLEYİN, İNDİRECEKSİNİZ






 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 1131 x 707






 



En
iyi suç henüz işlenmeyendir. Lost’un yaratıcısı J.J. Abrams ve The Dark
Knight'ın senaristi Jonathan Nolan'dan yepyeni bir gizem öyküsü.



Kameralar her yerde! İzliyorlar, dinliyorlar, kaydediyorlar... Sizin
hakkınızda her şeyi biliyorlar! Peki siz onlar hakkında ne biliyorsunuz?
Gizemli bir işadamı olan Mr. Finch, ileride işlenecek suçları önceden
önlemeyi hedefleyen bir bilgisayar programı geliştirir. İlginç bir
karaktere sahip bu milyoner işadamı elindeki programı hayata
geçirebilmek için resmi kayıtlarda ölü olarak geçen Reese adlı eski bir
CIA ajanıyla anlaşır. Kendi kaynakları ve teknolojisiyle, Reese'in
yetenekleri ve sezgilerini birleştiren Mr. Finch'in amacı; gelecekte
işlenecek olan suçları henüz suçlular eyleme geçmeden önlemektir.



Dizinin başkarakteri Mr. Finch rolünü son yılların en sevilen
aktörlerinden biri olan Michael Emerson üstleniyor. Emerson, Abrams'ın
da en gözde oyuncularından biri. Usta oyuncuyu tüm dünyada üne
kavuşturan, J.J. Abrams'ın yapımcılığını üstlendiği Lost dizisinde
canlandırdığı Ben Linus karakteri olmuştu. Dizinin diğer başrolü ise
1991 yılından bu yana sinemalarda izlediğimiz Jim Caviezel'e ait.
Caviziel, son olarak geçtiğimiz yıl mini dizi The Prisoner'ın
başkarakteri olarak ekrana gelmişti.







 






 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480



 This image has been resized. Click the image to view the full image. The original image is sized: 848 x 480






 







 

29 Kasım 2014 Cumartesi

General Mobile DISCOVERY 4GB Android 4.4 KitKat'a Yükseltme








DISCOVERY 4GB Android 4.4 KitKat'a Yükseltme Zamanı Geldi


Kuruluma Başlamadan Önce

  • Yazılım güncellemesi sonrası tüm verileriniz silinecektir! (rehber, sms, fotoğraf, video)
  • Lütfen tüm verilerinizi
    yedekleyin. Yedekleme işlemi için; Google Play Store’dan yedekleme
    uygulamalarını yada bilgisayar üzerinden çalışan yedekleme programlarını
    kullanabilirsiniz.


NOT: SIM kart rehber hafızası ve MicroSD hafıza kartınızdaki veriler silinmez.


Discovery Resim 1

Güncelleme Dosyasını İndirme ve Kurma




  1. Buradan yazılım dosyasını bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Not: Yükleme için 2GB alana ihtiyacınız vardır.



Çalıştır

  1. İndirdiğiniz dosyayı çift tıklayarak çalıştırınız.

Çalıştır

  1. Programı çalıştırdığınızda
    karşınıza kurulum ekranı gelecektir. Yeşil bant içerisinde kalan alanı
    değiştirmeden kurulumu "Install" butonuna basarak başlatınız.

    Lütfen kurulum tamamlana kadar bekleyiniz!

Driver

  1. Program kurulurken driver
    yükleme uyarısı çıkacaktır. Program kurulumu tamamlandıktan sonra,
    driver kurulu uyarısı gelecektir. Lütfen "Bu sürücü yazılımını yine de yükle" seçeneğini seçiniz.

Kurulum Çıkış

  1. "Exit" Butonuna tıklayarak driver kurulumunu tamamlayabilirsiniz.

Programın Çalıştırılması


Kapatma

  1. Lütfen telefonunuzu güç tuşuna basarak kapatınız.
  2. USB kablosunun telefonunuza takılı olmadığından emin olunuz.

Program

Kurulum sonrasında program otomatik
olarak açılacaktır. Ayrıca, kısayol da masaüstünüzden ulaşabilirsiniz.
Güncelleme için aşağıdaki adımları lütfen izleyiniz.


  1. "CheckSWVer" seçeneğinde bulunan tik işaretini kaldırınız.
  2. "Download" butonuna tıklayın
  3. USB kablo aracılığıyla, telefonunuzu kapalı konumdayken bilgisayarınıza bağlayın.

Driver Kurulumu
  1. Telefonunuzu bağladıktan
    sonra işletim sisteminiz driverları yüklemeye çalışacaktır. Bu işlem
    yaklaşık 3 dakika kadar sürmektedir.

İlerleme
  1. Bu işlem bittikten sonra telefonunuzu USB kablodan çıkartıp tekrar taktığınızda yazılım yükleme işlemi başlayacaktır.

Tamamlandı
  1. Sarı çubuk %100 olup aşağıdaki resimdeki "OK" işaretini görünceye kadar bekleyiniz.


Discovery Kit Kat Yükseltme

Windows 8 Sürücü İmzalama Zorunluluğunu Devre Dışı Bırakma - YouTube

Windows 8 Sürücü İmzalama Zorunluluğunu Devre Dışı Bırakma - YouTube



21 Kasım 2014 Cuma

2001 Uzay Macerasi 1968

2001 Uzay Macerasi 1968 TR HDRip XviD



















IMDB / Web Link

2001, l'odyssée de l'espace
2001, lDirector: Stanley Kubrick
Writers: Stanley Kubrick | Arthur C. Clarke | 1 more credit
Genres: Mystery | Sci-Fi
Release Date: 27 September 1968 (France)
User Rating: 8.3/10 8.3/10 (326,464 votes)
Language: English|Russian
Country: USA|UK
Runtime: 160 min|141 min(cut)|146 min(TCM print)
Storyline:
"2001" is a story of evolution. Sometime in the distant past, someone
or something nudged evolution by placing a monolith on Earth (presumably
elsewhere throughout the universe as well). Evolution then enabled
humankind to reach the moon's surface, where yet another monolith is
found, one that signals the monolith placers that humankind has evolved
that far. Now a race begins between computers (HAL) and human (Bowman)
to reach the monolith placers. The winner will achieve the next step in
evolution, whatever that may be.
Plot Keywords: famous line| monolith| evolution| computer| moon| See All (180)
Taglines: The Ultimate Trip.
IMDB Link: http://www.imdb.com/title/tt0062622/







2001 Uzay Macerasi 1968



 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 570 x 748




Issız
bir yerde, bir grup primat yemek için kavga etmektedirler. Kavgaları,
aniden yanıbaşlarında beliren esrarengiz siyah bir taş sebebiyle
bölünür. Aniden beliren bu taş, primatların ilk defa alet kullanmasını
sağlayacak bir güce sahiptir. Ve böylece evrimin en önemli adımlarından
biri olan akıl kullanımı başlamış, insanların şafağı gelmiştir.

2001’de, bir önceki sahneden 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi aydan
gelen esrarengiz sinyallerin ardında aynı siyah taşı keşfeder. Hem de ay
yüzeyinde. Sinyaller Jupiter’e gitmektedir.

On sekiz ay sonra Discovery’nin güvertesinde, astronotlar David Bowman
ve Frank Poole Jupiter’in gölgesine doğru yola çıkmışlardır. Uzay
gemisinde HAL 9000 adında, yapay zekaya sahip, dünyanın en gelişmiş
bilgisayarı bulunmaktadır. Ve hiç kuşkusuz, bu sonuncunun, kendi
planları vardır...

Arthur C. Clarke’ın bir kısa hikayesinden yola çıkılarak geliştirilmiş
olan bu film çoğu kişi tarafından başyapıt mertebesine oturtulurken
kimileri tarafından da hiç sevilmemiştir. 2001’in birçoğu dini olan
sayısız altmetni içerdiği açıktır.

Kubrick’in kendisi, yaşadığı süre boyunca insanların kafasının karışık
olmasını istediğinden soru işaretlerinin hiç birini aydınlatmamıştır.
Filmlerde karşılaştığımız bilgisayarlar arasında belki de en ünlüsü olan
HAL bu eserde en önemli rolü üstlenen 'canlı'dır.

Filmin Ay’daki sahneleri tasvir edern çekimleri bir yıldan uzun sürede
ve henüz insanoğlu ayak basmadan önce tamamlanmıştır. Neil Amstrong’un
seyahati sonrası Kubrick’in en ince detaya kadar -henüz açıklanmamış-
gerçeklere bağlı kaldığı şaşırtıcı bir biçimde göze çarpar.

2001 kuşkusuz, insanı hayvanlardan ayıran en büyük adımın 'zeka'nın
ortaya çıkması olarak tanımlar ve binlercesinin yanısıra şu soruyu
sorar: bir sonraki ayrım noktası ne? Evrimin bir sonraki basamağı
hangisi? İlkini başlatan dış bir güç müydü? Eğer öyleyse bu kez bizi ne
bekliyor






 

 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 720 x 304


 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 720 x 304


 
 Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Gerçek boyutta görmek için resme tıklayın. Orjinal Resim Boyutu: 720 x 304




Gogobaba E. Gökhan Kayan's Vizify Bio | Career

Gogobaba E. Gökhan Kayan's Vizify Bio | Career

Doğum tarihinize göre hangi yemeksiniz :)

Ocak 1 - 9 ~ Musakka

Ocak 10 - 24 ~ Kuru Ustu Pilav

Ocak 25 - 31 ~ İmam Bayıldı

Şubat 1 - 5 ~ Kokareç

$ubat 6 - 14 ~ İşkembe

$ubat 5 - 21 ~ Köfte

$ubat 22 - 28 ~ Tantuni

Mart 1 - 12 ~ Suşi

Mart 13 - 15 ~ İmam Bayıldı

Mart 16 - 23 ~ Kuru Ustu Pilav

Mart 24 - 31 ~ Kokareç

Nisan 1 - 3 ~ İmam Bayıldı

Nisan 4 - 14 ~ Tantuni

Nisan 15 - 26 ~Kuru Ustu Pilav

Nisan 27 - 30 ~ Köfte

Mayıs 1 - 13 ~ Suşi

Mayıs 14 - 21 ~ İşkembe

Mayıs 22 - 31 ~ İmam Bayıldı

Haziran 1 - 3 ~ Kuru Ustu Pilav

Haziran 4 - 14 ~ Köfte

Haziran 15 - 20 ~ Musakka

Haziran 21 -24 ~ Suşi

Haziran 25 - 30 ~ Kokareç

Temmuz 1 - 9 ~ Kuru Ustu Pilav

Temmuz 10 - 15 ~ Musakka

Temmuz 16 - 26 ~ İşkembe

Temmuz 27 - 31 ~ Kokareç

Agustos 1 - 15 ~ Suşi

Agustos 16 - 25 ~ Kuru Ustu Pilav

Agustos 26 - 31 ~ Köfte

Eylul 1 - 14 ~ İşkembe

Eylul 15 - 27~ Kokareç

Eylul 28 - 30~ Musakka

Ekim 1 - 15 ~ Suşi

Ekim 16 - 27 ~ Köfte

Ekim 28 - 31 ~ Tantuni

Kasim 1 - 16 ~ İmam Bayıldı

Kasim 17 -30 ~ Kokareç

Aralik 1 - 16 ~ Musakka

Aralik 17 - 25 ~ Suşi

Aralik 26 - 31 ~ İşkembe

Musakka

Cekici
ve populersiniz.. Kolayca arkada$ edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin
tavirlarinizla grup icinde liderlige yaki$iyorsunuz.

Kokareç

Utangac
ve sevimlisiniz. Tanimadiginiz insanlarla konu$mayi sevmez ama
arkada$larinizla her$eyi payla$abilirsiniz. Arkada$ seciminde oldukca
dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz.

Suşi

Yerinde duramayan
birisiniz.Cok arkada$iniz var ve sosyal ya$aminiz cok renkli. Dedikoduyu
biraz seviyorsunuz. Sizi taniyan sizin gibi biri daha olmadigini
du$unuyor. Dikkat cekmeyi cok seviyorsunuz.

Tantuni

Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasil

davranacaginiz pek belli olmuyor. Cogu $eyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yuzden cok ilgi goruyorsunuz.

Kuru Ustu Pilav

Sessiz
sakin ama cok zekisiniz. Dost canlisi, sevilmeyi bekleyen tavirlariniz
ilgi cekiyor. Kucuk bir arkada$ grubu size yetiyor. Fazla populer
olmasaniz da yakinlarinin el ustunde tuttugu birisiniz

İmam Bayıldı

Siz
lider olmak icin dogmu$sunuz. Sozunu dinleten, dedigini yaptiran
birisiniz. Kararli tavirlariniz cevrenizdekileri etkiliyor. Insanlarin
arkada$ olmak isteyebilicegi birisiniz.

Köfte

Uyumlu,
sicakkanli birisiniz. Size nasil davranilmasini istiyorsaniz siz de
herkese oyle davraniyorsunuz. Sadik ve durustsunuz, yapmacik insanlara
ve dedikoduya kar$isiniz.

İşkembe

Cok hassas ve narinsiniz. Kolay a$ik oluyorsunuz.

Ne cok utangac ne cok giri$kensiniz. Arkada$ grubunuzda kirilmamasi icin kollanan birisiniz 






 GoGoBaBa:

Gerçek ismimi sanal ortamda mümkün olduğunca hiç kullanmamaya dikkat
ettim. Sadece sanaldan arkadaş olup buluştuğumuz kişilere söyledim,
onlarda huyumu bilirler ve asıl ismimle hitap etmezler forumlarda
sitelerde, yazarlarsada silerim  veya sildiririm ( tercih meselesi) .
Ama bir ipucu benim ismimden olanlara genelde gogo derler.. (
Anladıysanda buraya yazma genede) İsmimide çook severim aslında.. Ama
dedimya forum ve sitelerde asıl kimliğimi kullanmamaya özen
gösteriyorum. (Anlayışla karşuılarsınız umarım bu kişisel tercihimi)

Ayrıca
beni tanısan 7'siyle 7sinde, 70 'iyle 70 inde olan bir yapım vardır..
Kendi 20 yaş küçük kuzenlerim bile ismim yerine GOGO lafını
kullanırlar.. ( Çokseverler hertürlü dertlerini sorunlarını paylaşırım,
hem abileri , hemde babaları gibiyimdir onlar için)

İçindeki
çocuğu yaşatanlardanım ben, son 6-7 senedir acaip yoğun yaşadım, türlü
türlü dertler, sorunlarla cebelleştim durdum.. Biraz kırdıysam forumdan
hemşerilerimi/arkadaşlarımı bu benim görev anlayışımdandır, ama dışarda
tanıyan kişiler az-çok severler beni. Ama arkadaşlık başka forum
görevlerim sorumluluklarım başkadır, taviz vermemeye çalışırım, burayada
gelen tanıyan eski arkadaşlar bilirler; başka forumlarda sitelerde
mailgruplarında  belli bir çizgim vardır. Üye/vip/MOD/Global MOD/Admin
ve site yöneticiliği yaptım ve yapıyorum çoğu yerde.. Herkesi memnun
etmek zordur, ama bazen yaptığım yapacağım şeyler  forumumuzun işleyişi,
düzeni için gerekli olan şeylerdir, bu konuyda çok ödün vermemeye
çalışırım/çalışacağım bundan sonrada.

Ben 3 senedir yaklaşık ortalama 16saat internette zaman gecirdim.. ( görev adamıyımdır, sorumluluklarımı yerine getirirm)
Ama
hayatım internet değildir, özellikle MSN ve diğer CHAT programlarını 
iş haricinde kullanmamya özen gösteririm, Anlamsız hiçbir yararı olmayan
sohbeti GEYİK diye nitelendirirm. İnterneti bilgi ve paylaşımı için
kullanırım. Kendime ait sitem vardı, telif hakları kanunu çıkmadan önce
kapattım.. Sinema ve yanabcı dizi manyağı diyebilirim kendim için, film
festivallerinde dıolaşır dururdum. Asıl mesleğim Muhasebe. Bazı sağlık
sebeblerinden ötürü Üniversiteyi bitirip uzun süre muhasebecilik
yaptığım halde Serbest Mali Müşavirlik stajımı yapmadım, mesleğimi icra
etmiyorum.. Baya birkurs , seminer, sertifika eğitim programlarına
katıldım. Muhasebeyle alakasız birdolu şeylerle uğraştım,
M.E.Bakanlığına bağlı UTEM resepsiyon kursu alıp Antalya/Kaş'a AquaPark
otele staja bile gittim. Gezmeyi acaip severim. Çok sosyal idim eskiden,
şimdi internete kapıldım sanacaksınız ama asla, diğer forumlarda Forum
etkinliklerinin demirbaşıyım. Biz bu forumda yapamadık belki ama 4 ayrı
internet forumunun üyeleri ile 4 kez İFTAR etkinliği düzenledik. Bu yaz
Tiyatro grubu ile 2 piknik düzenledim. Daha gecen Ramazan bayramının 2.
günü hem bayramlaşma hemde bowling turnuvası yaptık.. ( burayada üye
olanlar ne kadar eğlendiğimizi yazarlar belki)

Memleketimi ve
hemşerilerimi çok severim, aslında Yaratandan ötürü yaratılanları çok
severim. Her insanın yaşına bakmadan kıymeti vardır bende.. Ama dedimya
biraz görev adamıyım olması gerekeni tecrübelerim doğrultusunda yaparım
uygularım forumlarda/sitelerde..Biraz ters gelsede yapılması
gerekenlerdir çoğusu..

sevgi ve saygılarımla... 
gogo

Aslında az ve öz yazarım genelde ama sanırım benimde çenem düşmeye başladı eski günlerdeki gibi, hayra delalet olsun..

Ben TANTUNİ çıktım doğum tarihime göre... Muhabbet gereği biraz ekleme yaptım, sürçi lisan yaptıysak affola..





Alıntı

Doğum tarihinize göre hangi yemeksiniz :)

Kirliydi yaşamaktan utanıyordu, Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.

Kirliydi yaşamaktan utanıyordu, Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.
 
Şiirin Sözleri:
Mehmet Tokat / Yarali Gül
Bu gece sen onun yüzüne açılmaz bir kapı kapattın. 
Kirli, paslı menteşelerin sesinde sıkıştı yüreği 
Kirpikleri hissetti yokluğunu 
Büktü boynunu deprem bu… 
Aylar sonra bir oda dolusu yalnızlığıyla sokaktaydı 
Sicim gibi bir yağmur yağıyordu. 
Bir kenti boydan boya temizliyordu 
Sokakta kimsecikler yoktu 
Köpekler bir köşeye sinmiş onu gözetliyordu 
Kirliydi yaşamaktan utanıyordu 
Tir tir titriyordu yüreği 
Yaralı bir güvercin gibi… 
Oysa bu yürek bir zamanlar 
Güneşe ateş vermiş cehennemde buz satmıştı 
Şimdi köpekler onun için ağlıyordu. 
yorgundu, konuşamıyordu. 
Şu hayatı sırtından atamıyordu, 
Yerde kuru bir ayrılıkla bir kuş ölüsü yatıyordu 
Bir deli rüzgar ellerindeki tozu aldı 
Ne bir dost kaldı yanında, 
Ne de bir düşman aklında… 
Zor bir gün Önünü göremiyordu 
İnsanlar çığlık çığlığa yüzünü seçemiyordu 
Gözlerinde aşksız ayrılık vardı 
Kirpiğinden yüreğine saplanan 
Paslı bir tren gibi geçip giden ellerinde. 
Bir yalnızlık adımlarıyla büyüyen 
Belli değildi kimin sevdası kimin yüreğinde 
O aşkını taşırdı hayatın ta orta yerinde 
Sırtında ayrılık dilinde küfür 
Ben gidiyorum sen uyuyorsun. 
Pahalı bir kedi gibi sıcacık hayellerinin dibinde, 
Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim. 
Ben gidiyorum sen uyuyorsun 
Ben gidiyorum sen susuyorsun. 
Susmanın güzelliğinde suskunluğunla boğuluyorsun 
Siliyorum dudağında kalan yalanı 
Yalan doğuruyorsun,dokundukça ellerimde çoğalıyorsun. 
Ben geldiğim yoldan; 
Geldiğim gibi acılara bezenip 
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum 
Bir kapı kapandı 
Bu gece benimde gözlerimin içine 
Kirpiklerim hissetti yokluğunu 
Büktüm boynumu deprem bu. 
Tenime değdim kokun sinmiş mi diye 
Sol elime baktım; bahar gibiydin 
Avucuma kuşlar kondu parmağıma yıldızlar 
Bir nehir oldun aktın gittin 
Sağ elime baktım; Cehennemdin, ayrılıktın, kordun 
Deprem bu bir hayat yandı bitti kül oldu 
Adaklar yüreğimden geçip gitti 
Tutabilseydim birini 
Korkmadan kesebilseydim eğer 
Biliyorum gelecektin 
Zoruma gidiyor zor bir gün 
Biliyorum zorla güzellik olmaz 
Oysa çirkin olmak vardı 
Kovsan da kapından gitmemek vardı 
Ama bir yüzün vardı; ellerimde kaybolan 
Öyle bir küçüldüm ki; artık büyüme zamanı 
Ey sevdalılar; eyy dostlar; 
Var olan bütün güzellikler 
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar 
dağlar,taşlar elveda 
Elveda ey sahil kasabaları gidemediğim köyler kentler 
Ey sırtında hayatı taşıyan insanlar 
Ey gagasında son bir tebessüm kalan martılar 
Ey ölmüş çocuğunun alnını öpen analar 
Siz kalın sağlıcakla 
Ben gidiyorum 
Gözlerinizden akan iki damla isyan olsun 
Bu bana yeter elveda yaralım elveda 
Kırkıncı kapıyı kapadım elveda.. 
Dağlarin Mektebi bir baska. 
Mehmet Tokat

Nakarat Kısmı:
Sen yaralı gülüm benim dağ eteğinde açan,
Ben garip bir güvercinim umuda kanat çırpan...


http://youtu.be/CnlINotjJbI





Mehmet Tokat - Ahmet Şafak - Naşide Göktürk- Yaralı Gül - Sesli Şiir

Gereği yok şarkı söylemenin,şiir yazmanın

Anlamı kalmadı artık sensizliğin
Sana adadığım hüzün kokan gecelerin.
Varlığını hissetiğim gündüzlerin
Önemi yok artık,dakikaların saatlerin

Beni kaybediyorsun gün be gün Damla dala

Anlamı kalmadı artık renklerin Maviyi,yeşili az bilsin,
kulagin sagir. Kör olmuşsa yüreğin
varsin aksin cesmedeki su gibi zaman
Anahtarı kaybolmuş menteşesi çıkmıssa bu sevdanin


Beni kaybediyorsun günbe gün, damla...damla....

Seninle güseldi, akşam sefası Seher vakti gün ortası
Şimdi bir yerlere gizlendi sabah güneşi
Artik Sigaramın tadı kaçrı,şarabımın neşesi

Beni kaybediyorsun duman duman yudum yudum
Anlamı kalmadı konuşmanın Artık susmak lazım
Gereği yok şarkı söylemenin,şiir yazmanın
Özlem çekerek efkar dağıtmanın

Beni kaybediyorsun satır satır
Artık zamanı geldi kapıları kırmanın
Pencereleri açıp güneşi içeri almanın

Anahtarı kaybolmuşsa,menteşesi çıkmışsa bu sevdanın
Varsın aksın çeşmedeki su gibi zaman
Beni kaybediyorsun günbe gün, damla...damla....
 
Mehmet Tokat


                            

11 Kasım 2014 Salı

Aninda Goruntu Show back is TV

http://www.medyatava.com/haber/mahser-i-cumbus-yillar-sonra-hangi-kanalda-ekrana-donuyor_115416

4 Kasım 2014 Salı

Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır? - Radikalist

 Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır?

Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır?
İngilizce'de
Halloween olarak bilinen, dilimize Cadılar Bayramı olarak geçen 31 Ekim
Hristiyan dünyasında neden kutlanıyor? Halloween kelimesi nereye
dayanıyor? Cadılar bayramı nedir ve neden Hristiyan dünyası için bu
kadar önemli?

Haber:
EDA UTKU
- eutku@radikal.com.tr
/ Arşivi
İngilizce’de
Halloween olarak bilinen, dilimize Cadılar Bayramı olarak geçen 31
Ekim, bütün Hristiyan dünyasında kutlanıyor. Cadılar Bayramı'nın kökleri
aslında Pagan döneme ve sonrasında ilk Hristiyan uygulamalarına kadar
gidiyor. Başlarda hasat zamanının bitmesi ve kışın başlamasını temsil
eden Cadılar Bayramı, Hristiyanlığın etkisiyle beraber bambaşka bir
anlama kavuşmuş özel bir gün.



1.Kafamızda deli sorular





Bugün Cadılar bayramı, başta Batı dünyası olmak üzere pek çok ülkede
kostüm partilerine katılmak için bir bahane haline geldi. Çocuklar
korkunç kıyafetlerin yanında prens ve prensesler gibi, ya da hayran
oldukları süper kahramanlar gibi giyinerek, kapı kapı dolaşıyorlar ve
şeker topluyorlar. Peki neden? Tüm bu tantana, bu çılgın kıyafetler ve
pahalı partilerin amacı ne? Nereden geliyor bu cadılar bayramı?



2.Halloween ne demektir?





Cadılar Bayramı’nın eski dildeki söylenişi olan Hallowe’en, “Tüm Kutsalların Akşamı” anlamına geliyor. Ancient Origins sitesinden Liz Leafloor’un haberine göre
Cadılar Bayramı ilk olarak İngiltere, İrlanda ve İskoçya’da,
Hristiyanlık öncesi dönemlerde kutlanmaya başlamıştı. Keltler hasat
bayramının bittiği gün olarak kutlarken, yüzyıllar sonra tarih sahnesine
çıkan Hristiyanlar ise bugünü tüm kutsal azizleri ve din adına hayatını
kaybeden şehitleri anmak için kutlamaya başladılar.



3.Samhain Bayramınız mübarek olsun





Bu kutlama, Kuzey İskoçya’da yaşamış olan Gallerin kültüründe bulunan
Samhain adlı festivalin ritüelleriyle de uyuşuyor. Kışın gelmesi ve
mevsimlerin değişmesinin kutlandığı Samhain günü, pek çok Hristiyanlık
öncesi kaynakta da kendine yer buluyor. Uzun kış gecelerinin başlamasına
karşı bugünde ateşler ve mumlar yakılır, bu da güneşi temsil ederdi. Bu
gecede aynı zamanda ölmüş olan akrabalar da anılırdı. Samhain gününde
yaşayanlar ve ölüler arasındaki bağın güçlendiği, ölen kişilerle
bağlantı kurmanın mümkün olduğu düşünülürdü. Ziyarette bulunacağı
düşünülen ölüler için şölen sofraları kurulur, içkiler servis edilirdi.
Perilerin ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan ruhların bu şekilde
mutlu edilmesiyle, yaşayanların dünyasında kış boyunca sağlık ve iyi
talihin hüküm süreceğine inanılırdı. Samhain festivalinin ritüelleri
günümüzdeki Cadılar Bayramı partileriyle karşılaştırıldığında, Cadılar
Bayramı’na referans olabilecek en eski etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.


Cadılar bayramı için IŞİD militanı oldular!




4.Baba, oğul, kutsal ruh ve “Cadı”



Hristiyanlığın egemen olmaya başlaması batı dünyasındaki bütün pagan
inanış ve ritüelleri de baştan aşağı değiştirdi. Kilisenin gücünü
artırdığı dönemlerde Samhain Bayramı da haliyle biraz şekil değiştirdi.
Cadılar Bayramı ya da Samhain’in Tarihi (The History of Halloween or
Samhain) adlı kitabında Jack Sanito şöyle diyor: Samhain gibi pagan
bayramlarını bitirmek için uğraşan Hristiyanlar, bu gün yapılan
kutlamalarda büyük değişiklikler gerçekleştirdi. MS 601 yılında Papa
Gregory bir emir yayınlayarak, Hristiyan misyonerlerin bu tip yerel
inanışları ve gelenekleri değiştirmelerini istedi. Ancak bunu yaparken
zorlama yoluna gitmemelerini de istedi. Örneğin misyonerler ağaca
tapınan insanlar görürlerse, bu ağacı kesmek yerine onu Hz.İsa adına
kutsayacaklardı. Daha sonra isteyenler bu ağaca tapınmaya devam
edebilirlerdi. Bu “inanış açılımı” Samhain Bayramı’nı zaman içerisinde
Cadılar Bayramı’na dönüştüren bir sürecin başlamasına sebep oldu.



5.Bir dilim “ruh pastası” alır mıydınız?





12. yüzyıla gelindiğinde Hristiyanlığın başlattığı bu uygulama biraz
daha değişti. 31 Ekim’de şehir ve kasaba meydanlarına çıkan siyah
kıyafetli kişiler ağıtlar yakıyor ve zil çalıyorlardı. Hristiyanlara
çağrıda bulunan bu kişiler, ölmüş kişilerin zavallı ruhları için dua
edilmesini istiyorlardı. Günümüzdeki Cadılar Bayramı’nın kostümlü
kutlamaları da işte bu ritüele dayanıyor. Etkinlikler o dönemde sadece
kostümlerle sınırlı kalmıyordu, 31 Ekim’e özel “Ruh Pastaları”
pişiriliyor ve herkese dağıtılıyordu. Bu uygulamanın da bugün kapı kapı
dolaşıp şeker isteyen çocukların geleneğine öncülük ettiği düşünülüyor.
Pasta pişirilip dağıtılması uygulaması İngiltere, Almanya, Belçika,
Avusturya ve İtalya’da uygulanmaktaydı.



6. Neden balkabağı?





Cadılar Bayramı’nın tüm dünyada en önemli sembollerinin başında
balkabakları geliyor. Balkabaklarının içini oyarak korkunç yüzler çizmek
ve içinde mum yakma geleneği, o evde Cadılar Bayramı’nın kutlandığına
dair bir işaretti. Bugün de kullanılan balkabağı uygulaması, İrlanda ve
İskoçya’da ise turpların içine yapılıyordu. Hangi maddeden yapılırsa
yapılsın, bu uygulama sayesinde kötü ruhların korkutulacağı
düşünülüyordu.

Ünlüler ve ünsüzlerden en çılgın cadılar bayramı kostümleri




7. Süpürge, seks ve Rock N’Roll: Cadılar imajı nereden çıktı?



Ay’a karşı resmedilen, sivri şapkalı, sihirli süpürge üzerindeki cadı
görüntüsü artık kemikleşmiştir. Cadılar Bayramı boyunca her yerde bu
görüntüye rastlamak mümkündür. Ancak cadıların neden böyle resmedildiği,
neden süpürgeye bindikleri, daha az kişi tarafından bilinir.


Atlas Obscura’dan Dylan Thuras’ın haberine göre,
süpürgeye binen cadı imajının ardında oldukça fallik bir sembolizm
bulunuyor. Süpürge, kadınların eve ait oluşlarını sembolize ediyordu.
Ancak süpürge de fallik bir objeydi; bu yüzden de süpürge üzerinde
yolculuk etmesi kadınların cinselliğini çağrıştırıyordu. Bu da
kadınsallık ve evcilliğin çıldırması demekti. Ataerkil görüşteki herkes
için oldukça korkutucu bir tanımlama. Ancak burada söz konusu olan
yalnızca kadınlar değildi. Kadınların süpürgeyle uçması konusundaki ilk
referans; cadı olduğundan şüphe edilen bir erkeğe, Paris yakınlarındaki
St Saint-Germain-en-Laye’da yaşayan Guillaume Edelin’e aitti. 1453’te
cadılık suçlamasıyla işkence gördüğü sırada cadıların süpürgeye
bindiğini söylemişti. Bu da tarihte cadılar ve süpürgeler arasında
kurulan ilk bağlantıydı.


8.Süpürge miti





Hristiyanlık öncesinde doğa güçlerine tapılan Pagan döneminde,
kadınların doğurganlığının artması için yapılan bir ritüel vardı. Ritüel
sırasında, hepsi de fallik öğeler olarak görülen direkler, yabalar ve
süpürgeler kullanılıyordu. Bu objeleri kullanan insanlar, onları
bacaklarının arasına alıp mümkün olduğunca yükseğe zıplamaya
çalışıyordu. Böylece ekinlerin de onların yüksekliğine kadar uzayacağı,
verimli bir yıl geçirileceğine inanılıyordu. Paganlar, süpürgeler,
fallik doğurganlık sembolleri, havaya zıplamalar… Hepsini bir araya
getirdiğinizde, “uçan cadı” mitini yaratacak öğeleri elde etmiş
oluyorsunuz. Öte yandan süpürgeli cadılar mitine dair daha iştah açıcı,
daha açık şekilde anlatılan bir hikaye daha var…



9. LSD’nin antik ataları: Halüsinasyona sebep olan iksirler





Süpürgeyle uçmanın dışında cadılara dair, Cadılar Bayramı’nda
karşımıza çıkan en yaygın ikinci görüntü de, kazanda bir şeyler
pişirmeleri ya da karıştırmaları. Peki tam olarak ne pişiriyorlardı?
“Havada uçan cadılar” konusundaki ilk raporlarla aynı dönemlerde,
“uçuran ilaçlar” konusunda da bazı şikayetler alınmış.


Tarih öncesi çağlardan beri şamanlar, ritüellerinde halüsinasyona
sebep olan bitkiler kullanırdı. Ortaçağ Avrupa’sında, halüsinasyona
sebep olacak bazı bitkilere erişim oldukça kolaydı. Bunlardan bir tanesi
çavdar küfüydü ve içinde ergot mantarı bulunuyordu. Hayli güçlü bir
halüsinojen bitkinin insanlar üzerindeki etkisi, LSD’ye bir hayli
benziyordu. Bunların dışında banotu, ölümcül köpek üzümü, adamotu da
halüsinasyona sebep olan bitkilerdi ve 1563 yılında Johann Weyer’in
yazdığı Praestigiis Daemonum eserine bakılırsa, bunların hepsi “uçan
ilaçlar”ın içinde bulunan malzemelerdi.


Ancak bu yukarda saydığımız bitkilerle herhangi bir içki ya da iksir
yaratmanın etkileri ölümcül olurdu. Zira bu bitkilerin bir araya geldiği
herhangi bir iksir, içen kişiyi en azından çok çok hasta eder, hatta
ölümüne bile sebep olabilir. Öte yandan bu iksirleri sindirmek için, onu
içmekten başka yöntemler de var. Örneğin bunların koltuk altına
sürülmesi, anüsten alınması, hatta kadınların vajinalarındaki mukus
zarından da almaları mümkündü. Bunu da süpürgelerinin yardımıyla,
merhemleri süpürgenin üst kısmına sürerek yapıyorlardı.



10. Cadılar bahane, parti şahane…





Bir zamanlar hasatın bitişi ve kışın gelişi anlamında kutlanan
Cadılar Bayramı, bugün kostüm partilerine katılmak için bir bahaneye
dönüştü. Büyükler komik kıyafetler giyerek parti parti dolaşırken,
küçükler de en sevdikleri süper kahraman ya da çizgi film karakterinin
kıyafetini giyerek, bütün bir gece şeker topluyorlar. Bugün bu bayram
oldukça zararsız ve neredeyse tamamen eğlence amacıyla kullanılıyor
desek yanlış olmaz. Mesele zaten cadılar olsaydı, bir zamanlar “Cadı
avı” ile kasıp kavrulan batı dünyası, cadılıkla suçlanan ve idam edilen
binlerce insanın hakkını, böyle maneviyatı boşaltılmış bir bayramla
ödeyemezdi…



Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır? - Radikalist

http://www.radikal.com.tr/radikalist/cadilar_bayrami_nedir_neden_kutlanir-1222475





Ünlüler ve ünsüzlerden en çılgın cadılar bayramı kostümleri

Ünlüler ve ünsüzlerden en çılgın cadılar bayramı kostümleri
Cadılar
bayramı her ne kadar batılı ülkelerde olduğu kadar ülkemizde coşkuyla
karşılanan bir etkinlik olmasa da, bazı mekanlar özel cadılar bayramı
geceleri düzenleyebiliyor. Bu etkinliklerden birine katılmak isterseniz
ve hala aklınızda bir kostüm fikri yoksa, bu çalışmalar ufkunuzu
açabilir. İşte ünlü isimler ve sıradan insanlardan en çılgın cadılar
bayramı kostümleri!
Kimisi
korkutma amaçlı, kimisi ise sadece dikkat çekmek istiyor ama hepsinin
ortak gayesi bir akşamlığına bile olsa olduklarından farklı görünmek.
Cadılar Bayramı Ekim ayının son gününde tüm Hristiyan dünyası tarafından
kutlanan ilginç bir gün. Balkabaklarıyla, süpürgelerle ve hayalet
kostümleriyle
klasik
kutlama yapanların dışında günümüzde özel tasarlanan
kostümlerle Cadılar Bayramı tam anlamıyla bir kostüm bayramına dönüşmüş
durumda. İşte size en çılgın cadılar bayramı kostümleri!


Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır?
 
1. Nicki Minaj





2. Jennifer Lopez





3. Fergie





4. Sandra Bullock





5. Heidi Klum





6. Jennifer Lawrence





7. Katy Perry





8. Kim Kardashian





9. Nick Cannon ve Mariah Carey





10. Lady Gaga





11. Rihanna





12. Miley Cyrus





13. Paris Hilton





14. Bu sefer zombi Rihanna





15. Iggy Azalea





16. Scarlett Johansson





17. Beyonce





Şimdi de sıra ünsüzlerin en yaratıcı kostümlerinde...


18. Şirinler





19. Kafa nereye biz oraya...





20. Yaşlı bir köpekcik





21. Nur topu gibi bir kocanız oldu





22. Bu olmamış...





23. Sıkı dostlar için güzel bir fikir...





24. İnsan yakalayan dinozor





25. Banyodaki Sims karakteri





26. Bir gecelik ilişki anlamındaki "One Night Stand" sözünü çok yanlış anlamış... Bu da "Bir gecelik stand" kıyafeti...





27. Yakalandı!





28. Bozuk para





29. Jabba'ya getir! Star Wars'taki Prenses Leia'nın Jabba the Hutt'ın mahkumu olduğu sahne...





30. Lego çetesi korkutmadı...





31. Zombi anne





32. Köpek mi kaplan mı? Müthiş bir kamuflaj...





33. Cadılar Bayramı'nın en kötü kıyafeti de bu herhalde... Ne demek istiyor anlayamadık.





34. Bu da Türkiye'den. Trakya'da 31 Ekim gecesi
kutlanan "Bocuk Günü"nde halk hayalet gibi giyinerek sokağa çıkıyor.
Edirne'nin Keşan ilçesinde çekilen bu fotoğrafta da, Orta Çağ'dan
kaldığı belirtilen eğlence kültürünü devam ettiren gençleri görüyoruz. E
tabi olay Trakya'da geçice, korkunç kıyafetler giyenlere şeker değil
lokma tatlısı dağıtılıyor.



http://www.radikal.com.tr/radikalist/unluler_ve_unsuzlerden_en_cilgin_cadilar_bayrami_kostumleri-1222430?scenario_id=ilgilihaberradikal&action=click&label=haberdetay3&widget_id=6015303016907688


Gerçekten yaşanan, bu yüzden iyice korkunç olan 16 olay

Gerçekten yaşanan, bu yüzden iyice korkunç olan 16 olay
Bu
gece yalnız başınıza uyuyacaksanız, belki de bu listeyi okumamanız daha
iyi. Zira bu listedeki olayların tamamı gerçekte yaşanmış şeyler...
Teknolojinin
ilerlemesiyle beraber çeşitli fotoğraflar ve videolar bizi pek de
korkutmaz oldu. Artık videolarda özel efekt kullanıldığını, çoğu
fotoğrafın da manipüle edildiğini biliyoruz. Fakat antik Mısır’dan
kalma, muhtemelen 4 metrelik birine ait olan parmağı görünce korkmamak
elde değil.


İşte gerçekten yaşanmış, bir hayli korkutucu 16 olay…


1. “Cesedini bulamazlar” sözünün gerçek olmaya yaklaştığı o an





Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafın altına şu not düşülmüş: “Dün
gece ailem dışarı çıkmıştı ve evde tek başımaydım. Gün ve gece boyunca
aralıklarla kar yağdı. Ertesi sabah kahvaltı yapmak için mutfağa
indiğimde, gece pek de yalnız olmadığımı fark ettim.”






2. ‘Terk edilmiş’ bir ev









3. Yoldan çıkmış bir kostüm partisi mi, yoksa gelmiş geçmiş en garip seks partisi mi?









4. Fotoğrafı bile rahatsız eden tarikat töreni 






İtalya’da garip bir tarikatın töreni. Fotoğraf bir baskın sırasında
mı çekilmiş, yoksa töreni izlemeye gelen birisi mi çekmiş, bilinmiyor.
Fakat yerde kan revan içinde bedenler olduğunu görmek mümkün.






5. Mısır’ı bir dönem devlerin istila etmesi olasılığı





Fotoğraftaki kesik parmak antik Mısır’dan kalma. “Ne var bunda,
mumyadan kopmuş bir parmak işte…” deyip geçmeyin. Bu parmağın uzunluğu
38.1 santim. Bu da demek oluyor ki muhtemelen 4 metre 8 santim
uzunluğunda birine aitti. Acaba Mısır bir dönem devler tarafından istila
mı edildi?






6. 1991’de çekilen, gerçek bir ultrason görüntüsü









7. Küçük bir çocuğun yaptığı korkunç çizim






“Kendini öldür. Seni bekliyoruz”


8. Devasa bir kum fırtınasıyla karşı karşıya kalan küçücük bir tekne





Fotoğrafın çekildiği balıkçı teknesi bu anlardan sağ kurtuldu mu bilmiyoruz.


9. Denizdeki dev yaratık





1940’larda çekilen bu denizatı fotoğrafında, yüzgeci ve kuyruğu
görünen bir yaratık var. Sorun şu ki, yaratığın kuyruk ve yüzgeci
arasındaki mesafe 64 feet, yani yaklaşık 19.5 metre. Bu kadar büyük
yaratık ne olabilir? Bazı uzmanlar Megalodon adıyla bilinen, büyük beyaz
köpekbalıklarının atası olan balıkların son temsilcisi olabileceğini
söylüyor. Ama kesin olarak bilmek imkansız tabii.



10. Sörfçülerin korkulu rüyası





Ahtapot ihtilası mı, göz yanılmasına sebep olan yosunlar mı, yoksa
binlerce uzvu olan tek bir yaratık mı? Her halükarda kimsenin
karşılaşmak istemeyeceği bir görüntü…






11. Google Street View görüntüsü





Fransa’da sokak sokak gezen Google Street View arabasının yakaladığı
görüntü tüyler ürperten cinsten. Google’da bu lokasyonu arattığınızda,
garip yaratığın bulanıklaştırıldığını göreceksiniz. Bazıları bu
yaratığın “Gooda” adında, insanların arasında gizlenerek yaşayan bir
yaratık olduğunu söylüyor. Bazıları ise basit bir Cadılar Bayramı
dekorasyonu olduğunu… bazı insanlar ise bu fotoğrafa baktıklarında
herhangi bir gariplik görmediklerini, yalnızca bisikletinin yanında
duran küçük bir çocuğu gördüklerini söylüyorlar.






12. Bir yılan, kocaman bir yarasayı yerken









13. Seri katil Ed Gein’in, gerçek insan derisinden yaptığı eldiveni










14. Koyunların sessizliği






Flaşla çekilen bir fotoğrafta koyunların gözleri parlamış. Buraya
kadar her şey normal. Fakat sürüdeki istisnasız her koyunun neden
gözlerini dikip fotoğrafı çeken kişiye baktığını bilmiyoruz.





15. Uzaylıya benzer bir kalamar





Sosuna bana bana yediğimiz kalamarların en gariplerinden birisi…
Bigfin Kalamarı olarak bilinen bu yaratık, 2007 yılında, Meksika
Körfezi’nden 229 metre açıkta görüntülenmiş. Söz konusu yaratıklar
nadiren görülüyor ve bu yüzden de kimse tarafından incelenemedi. Nereden
geldikleri, neden upuzun kolları olduğu ya da hangi türe mensup
oldukları konusunda çok az bilgi var ve şu ana kadar
görüntülenebilenlerinin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.






16. ‘Nükleer Medusa’





Gerçek hayatta bu görüntüye baksaydınız mutlaka ölürdünüz. Zira bu
fotoğraf, insanlığın bakanı taşa dönüştüren yarı Tanrı Medusa’yı
yaratmaya en çok yaklaştığı anı gösteriyor. Görüntü Çernobil’deki
nükleer santralin bodrum katında çekilmiş. Santraldeki bir reaktör
çekirdeği erimiş ve bu görüntü ortaya çıkmış. “Fil Ayağı” da denilen bu
materyal yüzlerce ton ağırlığında ve birkaç metre genişliğe sahip.
Fotoğraf, bu materyalin bulunduğu koridorun sonundan uzatılan bir ayna
yardımıyla çekildi. Zira fotoğrafı çekmek için gönderilen uzaktan
kumandalı fotoğraf makinası, radyasyon sebebiyle anında yok oldu.





http://www.radikal.com.tr/radikalist/gercekten_yasanan_bu_yuzden_iyice_korkunc_olan_16_olay-1222353?scenario_id=ilgilihaberradikal&action=click&label=haberdetay2&widget_id=6015303016907688